O, bugünden itibaren bir hafta sonra geri dönecek, yani, 10 Aralıkta.
- He will be back a week from today, that is, on December 10.
Yarın sabahtan itibaren birlikte koşuya başlayalım.
- Let's start jogging together from tomorrow morning.
Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
- From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
- From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
- She knew it from the start.
Tom başlangıçtan beri haklıydı.
- Tom was right from the beginning.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız.
- I think we should get away from here for a few days.
İnsanlar buradan beş para etmez görünüyor.
- The people look like trash from here.
Arabam lüks değil ama beni A noktasından B noktasına götürüyor.
- My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B.
O, hastalığından dolayı okulda yoktu.
- He was absent from school on account of illness.
Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
- Black Americans continued to suffer from racism.
10 dan 6 çıkarsa ne kalır?
- What is 6 subtracted from 10?
Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
- Dan needed money and sought financial relief from his father.
Tom Mary'den o Boston'a taşındığından beri haber almadı.
- Tom hasn't heard from Mary since she moved to Boston.
Yeni Zelanda'dan geri döndüğünden beri Rick'i görmedim.
- I haven't seen Rick since he returned from New Zealand.
Baş ağrın aşırı çalışmaktan kaynaklanıyor.
- Your headache comes from overwork.
Böyle sorunlar dikkatsizlikten kaynaklanır.
- Such trouble stems from carelessness.
Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
- I had a call from her for the first time in a long time.
Bu bir müşteriden hediye kabul ettiğim ilk an.
- This is the first time I've ever accepted a gift from a customer.
Tren yoğun kar yağışı nedeniyle ertelendi.
- The heavy snow prevented us from going to the concert.
O, hasta olması nedeniyle okulda yoktu.
- He was absent from school because he was sick.
Ve onu kimden öğrendiniz?
- And who did you learn that from?
Tom Mary'nin Fransızcayı kimden öğrendiğini merak etmeye başladı.
- Tom began to wonder who Mary had learned French from.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Ben iş yerimden bir saat uzakta yaşıyorum.
- I live an hour away from work.
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
- My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Onun yüzünden ter damlıyor.
- Sweat is dripping from his face.
Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
- Confusion arose from the accident.
Bundan sonra, ben o kelimeyi kullanmayacağım.
- From now on, I will not use that word.
Bundan sonra daha sıkı çalış.
- Study harder from now on.
Oradan uzakta yaşıyor.
- She lives far from there.
Oradan aşağı iner misin?
- Would you come down from there?
Banka buradan uzak mı?
- Is the bank far from here?
İstasyon buradan yaklaşık üç mil.
- The station is about three miles from here.
Bundan böyle, görüşelim.
- From now on, let's keep in touch.
Artık bundan böyle bunu bu şekilde yapacağız.
- From now on, we'll do it this way.
Artık ne yapacağımı bilmiyorum.
- I don't know what to do from now on.
Bundan sonra, ev ödevini yapmadan önce artık TV yok.
- From now on, no more TV before you have done your homework.
Bu ayet hangi bölümden?
- From which chapter is this verse?
Bu ayet hangi sureden?
- From which Surah is this Ayah from?
Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Sen onu nereden biliyorsun?
- From where do you know him?
Onun onu tanıdığını biliyorum, ama nereden olduğunu bilmiyorum.
- I know that he knows her, but I don't know from where.
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
- I would appreciate hearing from you soon.
He knows right from wrong.
Face away from the wall.
I have just returned from the post office.
- I've just returned from the post office.
Muriel is living poorly off of her part-time job.
- Muriel is making a poor living from her part-time job.
He had no money and no rich friends, so he had to build his business from scratch.
She was out of pancake mix so she had to make the batter from scratch.