Dan Chaucer, well of English vndefyled, / On Fames eternall beadroll worthie to be fyled.
Dan wanted to save Linda from trouble.
- Dan Linda'yı sorundan kurtarmak istedi.
What is 6 subtracted from 10?
- 10 dan 6 çıkarsa ne kalır?
She likes dancing in a disco better than skiing.
- Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.
I would rather sing than dance.
- Dans etmektense şarkı söylemeyi tercih ederim.
I love you, Dan. You've been here just two weeks and you're already popular.
- Seni seviyorum, Dan. Sadece iki haftadır buradasın ve şimdiden popülersin.
Linda was a popular exotic dancer in London.
- Linda, Londra'da popüler bir egzotik dansçıydı.
Dan got into his car and drove off.
- Dan arabasına bindi ve uzaklaştı.
Dan offered to help Linda repair her car.
- Dan Linda'nın arabasını tamir etmesine yardım etmeyi önerdi.
The man dancing on the stage is my uncle.
- Sahnede dans eden adam benim amcam.
Every week I study piano on Monday and Tuesday, and dancing on Wednesday and Friday.
- Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano eğitimi, Çarşamba ve Cuma günleri dans.
This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
- Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.
Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
- Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
I just hope no one saw me dancing.
- Umarım kimse beni dans ederken görmemiştir.
Since the accident, Tom has given up hope of becoming a professional dancer.
- Tom, kazadan beri profesyonel bir dansçı olma umudundan vazgeçti.
She has bought a record of dance music.
- O bir dans müziği plağı aldı.
Jig, reel and hornpipe are the most popular irish dances.
- Jig, reel ve hornpipe en popüler İrlanda danslarıdır.
Tom burst out laughing when he saw Mary dancing a jig.
- Tom Mary'yi jig dansı yaparken gördüğünde kahkahalara boğuldu.