This book may well be useful to you.
- Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
Anything you can tell me might be helpful.
- Bana söyleyebileceğin bir şey faydalı olabilir.
I hope this advice is helpful.
- Umarım bu tavsiye faydalıdır.
Sunshine is beneficial to plants.
- Güneş ışığı bitkiler için faydalıdır.
It has actually been beneficial.
- Aslında faydalı oldu.
It was a very rewarding experience.
- O çok faydalı bir deneyimdi.
I found that very rewarding.
- Onu çok faydalı buldum.
Tom taught Mary a lot of useful French.
- Tom Mary'ye çok miktarda faydalı Fransızca öğretti.
This may be of use to you.
- Bu sana faydalı olabilir.
This article analyzes both the benefits and the drawbacks of reducing military spending.
- Bu makale hem askeri harcamaları azaltmanın sakıncalarını hem de faydalarını analiz eder.
There are many benefits to being beautiful.
- Güzel olmanın bir sürü faydası vardır.
She took full advantage of the opportunity.
- Fırsattan tam olarak faydalandı.
He saw no advantage in waiting any longer.
- Daha fazla beklemenin hiçbir faydası olmadığını anladı.
A wise person profits by his mistakes.
- Akıllı bir kişi hatalarından faydalanır.
It is no use asking for her help.
- Onun yardımını istemenin faydası yok.
This book may well be useful to you.
- Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
Smoking does much harm but no good.
- Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
Is eating fish good for you?
- Sizin için balık yemek faydalı mı?
Ill-gotten gains never benefit anyone.
- Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
- Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
Demir çok yararlı bir metaldir.
- Demir çok faydalı bir metaldir.