etkinleşmek

listen to the pronunciation of etkinleşmek
التركية - الإنجليزية
become effective
to become active, activate
activate
etkin
active

You have to be active. - Etkin olmak zorundasın.

Tom lives an active life. - Tom etkin bir yaşam sürüyor.

etkin
efficient

The Japanese telephone system is highly efficient. - japon telefon sistemi hayli etkindir.

etkin
real
etkin
{s} ascendant
etkin
hard-core
etkin
active homing
etkin
vigorous
etkin
(Bilgisayar) activated

She activated the account. - O, hesabı etkin hale getirdi.

He activated nothing. - O hiçbir şeyi etkinleştirmedi.

etkin
(Bilgisayar) enabled
etkin
efficiently
etkin
(Bilgisayar) on
etkin
binding
etkin
forceful
etkin
operative
Etkin
(isim) Effective, active
etkin
active , effective
etkin
effective

He could not take effective measures. - O etkin önlemler alamadı.

Effectively, that happens from time to time. - O, etkin biçimde, zaman zaman olur.

etkin
active, effective aktif
etkin
phil., chem. active
etkin
active, dynamic, taking part in activities
etkin
hard core
etkin
ascendent
etkin
active, functioning
etkin
effectual
etkin
prepotent
etkin
hardcore
etkinleşme
becoming active, activation
etkinleşme
activation
التركية - التركية
Etkin özellik kazanmak
etkin
Aktif
Etkin
faal
etkin
Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı
etkin
Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif
etkin
Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)
etkinleşme
Etkinleşmek işi
etkinleşme
Bir molekül, bir atom veya bir iyonun normal durumundan, enerji yönünden daha zengin ve olaya girmeye hazır olduğu duruma geçmesi
etkinleşmek
المفضلات