Ne ağırbaşlı bir adam!
- What a dignified man!
Tom ağırbaşlı görünmeye çalıştı.
- Tom tried to look dignified.
Cenazede, dul kadın siyah takım elbisesi, şapkası ve eldiveni ile çok ağırbaşlı görünüyordu.
- At the funeral, the widow looked very dignified, with her black suit, hat and gloves.
Tom ağırbaşlı göründüğümü söylüyor.
- Tom says I look dignified.
Bayanın davranışı her zaman onurluydu.
- The lady's behaviour was always dignified.
Sen benden çok daha onurluyorsun.
- You're so much more dignified than I am.
Tom saygın görünüyor.
- Tom looks respectable.
Bu saygın bir performans oldu, ama kesinlikle heyecan verici değildi.
- That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational.
Your worth will dignify our feast. - B. Jonson.
... live dignified lives you know ...