Savaşın bir sonucu olarak, çok sayıda mağdur kaldı.
- As a result of the war, a great number of victims remained.
Savaşın bir sonucu olarak, birçok kişi öldü.
- As a result of the war, many people died.
Trafik sıkışıklığı sonucunda, onu istasyondan uğurlayamadı.
- As a result of a traffic jam, he wasn't able to see her off at the station.
Yaşadığı aşk acısının sonucunda intihar etti.
- His suicide came as a result of his disappointment in love.
Sonuç olarak, daha fazla kadın eşit işi alıyor.
- As a result, more women are receiving equal work.
Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir.
- As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery.
Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum.
- I just want to let you know that I can't attend this afternoon's meeting.
Nagoya'dan sonraki durak nedir?
- What's the stop after Nagoya?
Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Jane ran after the deer as fast as possible.
Biz onun arkasından odaya girdik.
- We entered the room after him.
O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı.
- She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.
O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi.
- He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.
Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı.
- After a brief fight, they won.
Tom gece yarısı sonrasına kadar eve gitmedi.
- Tom didn't get home until after midnight.
Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir.
- Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.
Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok.
- We don't have class on Wednesday afternoons.
Savaşın bir sonucu olarak, birçok kişi öldü.
- As a result of the war, many people died.
Savaşın bir sonucu olarak, çok sayıda mağdur kaldı.
- As a result of the war, a great number of victims remained.
Öğle yemeğinden sonra bunun hakkında konuşabilir miyiz?
- Can we talk about this after lunch?
Biz okuldan sonra her zaman birçok şey hakkında konuştuk.
- We always talked about a lot of things after school.
Ben bu öğleden sonra Mary'yi göreceğim.
- I'm going to see Mary this afternoon.
Japonya'da ebeveynler yaşlandıklarında geleneklere göre çocukları tarafından bakılırlar.
- When parents get old in Japan, they are customarily looked after by their children.
Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
- The calm that comes after the storm.
... over a long period of time; a lot the result of decisions made in Washington for to--to ...
... court as a result of it. ...