Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.
- Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.
Koşu sağlığınız için iyi.
- Running is good for your health.
Bir çiftlikte çalışmak zordur.
- Running a farm is difficult.
Çalışmaya başlamak istiyorum.
- I want to start running.
Koşmak iyi egzersizdir.
- Running is good exercise.
Hızlı koşmaktan yoruldum.
- I am tired from running fast.
Tom'un evinin akan suyu yok.
- Tom's house doesn't have running water.
Tom, akan suyu olmayan bir evde yaşıyor.
- Tom lives in a house without running water.
Tom motoru çalışır durumda bıraktı.
- Tom left the motor running.
Motoru çalışır durumda tutun. Hemen döneceğim.
- Keep the engine running. I'll be right back.
Tom çalışan bir duş duydu.
- Tom heard the shower running.
Orada çalışan kız kız kardeşimdir.
- The girl running over there is my sister.
Mayuko bizi karşılamak için koşarak geldi.
- Mayuko came running to meet us.
Koşabildiğim kadar hızlı koşarak, arkadaşımla arayı kapatabildim.
- Running as fast as I could, I was able to catch up with my friend.
Saatim iyi çalışıyor.
- My watch is running all right.
Ken o zaman çalışıyordu.
- Ken was running at that time.
Motoru çalışırken bırak.
- Leave the engine running.
Motor çalışırken hissettim.
- I felt the engine running.
New York'ta o kadar çok kirlenme var ki koşucular genellikle maske takarlar.
- There is so much pollution in New York that joggers often wear masks when running.
Tom elektrik ve akarsu olmadan ormanda yaşıyor.
- Tom lives in the woods without electricity and running water.
Orada koşan adam amcam.
- The man running over there is my uncle.
Tom evin etrafında koşan çocuklardan dolayı evde dinlenemedi.
- Tom couldn't relax at home with his children running around the house.
Boşandıktan sonra evinde tek başına koşuşturmak son derece zor olmalı.
- It must be terribly difficult, running her household on her own after divorcing.
Bazen kendimi tekerlek üzerinde koşan bir hamster gibi hissediyorum.
- Sometimes, I feel like a hamster running on a wheel.
His running of the business leaves something to be desired.
Running for their lives was all they could do after the explosion.
running taps.
... and that any programs running in secret have gotten there by leveraging a defect in the ...
... walking or running or whatnot. ...