Akşam yemeğinden sonra kumsalda yürüyelim.
- Let's walk on the beach after dinner.
Kumsalda ateş yaktık.
- We built a fire on the beach.
Onlar plaja gittiler.
- They went to the beach.
Plajdaki kum beyazdı.
- The sand on the beach was white.
Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
- What time of year do you usually like to spend time on the beach?
Akşam yemeğinden sonra, sahilde bir yürüyüş yaparım.
- After dinner, I take a walk on the beach.
Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- I live near the sea so I often go to the beach.
Bir kıyıya yakın yaşamak isterim.
- I'd like to live near a beach.
O, şehirde karaya oturmuştu.
- She was stranded in the city.
Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?
- If you were stranded on a desert island, what books would you want to have with you to read?
O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu.
- He plucked one of his few strands of beard.
Life's a beach!.
... Cruz Beach Boardwalk and here was right here. ...
... AH, THERE'S MY MAN. YAMAZAKI, MY BEACH BUDDY. ...