kenar

listen to the pronunciation of kenar
التركية - الإنجليزية
side

A square has four sides. - Bir karenin dört kenarı vardır.

Pull over to the side, please. - Kenara çekin, lütfen.

border

The Norwegian flag has a dark blue Nordic cross with white border on a red background, and it is from 1821. - Norveç bayrağında kırmızı zemin üzerinde beyaz kenarlıklı koyu mavi Nordik haç vardır ve 1821 yılından kalmadır.

Put a blue border around this picture. - Bu resmin etrafına mavi bir kenar süsü koyun.

edge

Tom was sitting on the edge of the desk playing his ukulele. - Tom ukelelesini çalarak masanın kenarında oturuyordu.

My pencil fell from the edge of my table. - Benim kalemim masamın kenarından düştü.

hem
rim
fringe
lip
(Otomotiv) periphery
(Madencilik) marginal
cutting
nook
(İnşaat) jamb
selvage
outskirts

Tom lives on the outskirts of town. - Tom şehrin kenar mahallelerinde yaşıyor.

Tom and Mary and their children all live together in a small house on the outskirts of Boston. - Tom ve Mary ve çocukları hepsi Boston'un kenar mahallelerinde küçük bir evde birlikte yaşamaktadır.

limit

Tom was going 50 over the speed limit when the police pulled him over. - Polis onu yolun kenarına çektiği zaman hız limitinin üzerinde 50 ile gidiyordu.

I was pulled over by a policeman for going thirty kilometers over the speed limit. - Hız limitinin otuz kilometre üzerinde gittiğim için bir polis tarafındn kenara çekildim.

selvedge
edging

Please let us know the prices and earliest delivery of your Steel Landscape Edgings #STL3456. - Lütfen bize Çelik Peyzaj Kenar taşları # STL3456'ın fiyat ve en erken teslimini bildirin.

front
(Askeri) corner of edge of a sail
contour
shore
bezel
extreme
(Askeri) coast

Paul's family spends the summer at the coast every year. - Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.

corner

The soldiers cornered Tom at the edge of a high cliff. - Askerler yüksek bir uçurumun kenarında Tom'u köşeye sıkıştırdılar.

There is a table in the corner of the room. - Odanın kenarında bir masa var.

brink
edge; brink; margin; border; hem
verge
skirting
edge; side; corner, nook; (kap) brim; (kumaş) selvage, selvedge; (giysi) hem; (göl, ırmak) bank, margin; (deniz) shore; (uçurum) brink; (bilardo masası) cushion
wheal
flange
isolated spot, place away from it all
skirt
brim
isolated (place)
wale
margin

He wrote his comments in the margin of the composition. - O yorumlarını kompozisyonun kenar boşluğuna yazdı.

brow
marge
wall
aback
bank

Two frogs are sitting on the bank, when it starts to rain. One of them says, Quick, get in the water so we don't get wet. - İki kurbağa dere kenarında otururken yağmur yağmaya başlar. Kurbağalardan biri diğerine şöyle der: Çabuk suya gir, yoksa ıslanacağız.

surround
(Tıp) labium
(Tıp) labrum
strand
cushion
kenar mahalle
suburb

He lives in a suburb, in a quiet suburb. - O bir kenar mahallede yaşıyor, sessiz bir kenar mahallede.

kenar süsü
border

Put a blue border around this picture. - Bu resmin etrafına mavi bir kenar süsü koyun.

kenar çizgisi
base line
kenar ayak
(İnşaat) anta
kenar ayak
(İnşaat) abutment
kenar açısı
(Mekanik) lip angle
kenar boşluğu
(Bilgisayar) margins
kenar bükme
(Mekanik,Teknik) flanging
kenar düzleme
edging
kenar geçirmek
edge
kenar kesici
(Havacılık) trimmer
kenar kesme
edge trimming
kenar kirişi
(İnşaat) edge beam
kenar mahalle
outskirts
kenar profili
edging
kenar suyu
edging
kenar süsü
binding
kenar süsü
(Teknik,Tekstil) hemstitch
kenar süsü
terminal
kenar takmak
fringe
kenar taşması
(Bilgisayar) bleeds
kenar taşı
(İnşaat) kerb stone
kenar yapma
edging
kenar çekmek
hem
kenar çizgili
(Bilgisayar) edge
kenar örneği
(Bilgisayar) margin sample
kenar şeridi
(Teknik,Tekstil) welt
kenar çubuğu
(Bilgisayar) Sidebar
kenar aleti
edge tool
kenar açıcı
selvedge spreader
kenar bandı
sideband
kenar baskısı
selvedge printing
kenar baskısı hem
(of a garment or cloth covering)
kenar bezi
(Tekstil) selvedge cloth
kenar bloğu
(Spor) offside block
kenar damar
(Botanik, Bitkibilim) marginal nervure
kenar danteli
purl
kenar deniz
(Coğrafya) marginal sea
kenar devre
side circuit
kenar dikişi
(Tekstil) overedge stitch
kenar dikişi
hemstitch
kenar dikişi
(Tekstil) edgestitch
kenar dikişi
(Tekstil) seam margin
kenar düzeltme
edging
kenar etkisi
edge effect
kenar farolu
edge protection
kenar geçirmek
rim
kenar ipi
(Tekstil) selvedge rope
kenar izolesi
(İnşaat) partition between plate ends
kenar işlemesi
hem stitch
kenar kesici
selvedge cutter
kenar kiriş
wall-girder
kenar kirişi
border beam
kenar kılavuzu
selvedge guide
kenar kıvrımı
edgefold
kenar kıvrımı
hem
kenar kıvırma
flanging
kenar mahalle
rookery
kenar mahalle
slum
kenar mahalle
slum, outskirts
kenar mahalle
skirt
kenar mahalle
slums
kenar mahalle poor neighborhood
on the outskirts of a city
kenar mahalleler
outskirts

Tom and Mary and their children all live together in a small house on the outskirts of Boston. - Tom ve Mary ve çocukları hepsi Boston'un kenar mahallelerinde küçük bir evde birlikte yaşamaktadır.

She lives on the outskirts of the city. - O, şehrin kenar mahallelerinde yaşamaktadır.

kenar mahalleler
suburbia
kenar mahallelerde oturanlar
suburbia
kenar mahalleli
suburban
kenar mahalleli kimse
suburbanite
kenar mahalleli kimse
suburban
kenar malası
edger
kenar ortay
median line
kenar payı
margin
kenar payı
feathered edge
kenar payı bırakmak
marginate
kenar pürüzü
burr
kenar rendesi
edge plane
kenar seç
(Bilgisayar) select a side
kenar simgesi
(Dilbilim) boundary symbol
kenar süsü
edging
kenar süsü
purfling
kenar süsü
fret, hemstitch
kenar takmak
flange
kenar tonu
(Askeri) side tone
kenar uyumu
edge matching
kenar yapmak
edge
kenar yapmak
to edge
kenar yapmak
margin
kenar yazısı
1. marginal note. 2. legend (on a coin)
kenar çekmek
to hem, border, edge
kenar çizgisi
sideline
kenar çıkığı
(İnşaat) edge dislocation
kenar çıtası
(Otomotiv) corner moulding
kenar şeridi
edging
kenar şerit
(Tekstil) galoon
kenar şevi
(Jeoloji) end wall
keskin kenar
edge
keskin kenar
straight edge
kesici kenar
cutting edge
keskin kenar
cutting edge
cep kenar şeridi
(Tekstil) pocket welt
düz kenar
(İnşaat) straight edge
uzun kenar
long side
uzun kenar
(Bilgisayar) long edge
kenar
co-edge
kenarlar
edges
kenarlar
sides

One of the sides of the box is transparent. - Kutu kenarlarının biri saydamdır.

kenarlar
borders
paralel kenar
parallelogram
akdeniz-tipi kenar
(Jeoloji) mediterranean-type margin
aktif kenar
(Jeoloji) active margin
arka kenar
trailing edge
bastırılmış kenar
hem
beyaz kenar
white line
boncuklu kenar süsü
beading
boncuklu kenar süsü yapmak
bead
en uzun kenar
(Bilgisayar) longest side
esas kenar
working edge
harita kenar bilgileri
(Askeri) marginal information
kenar
inner edge
kaldırım kenar taşı
kerb stone
kaldırım kenar taşı
kerb
koruyucu kenar
(Jeoloji) conservative margin
kutu kenar boşluğu
(Bilgisayar) box margins
kâğıt makinesinde kenar
deckle
kıç kenar korkuluğu
(Askeri) stern pulpit
mermer kenar çubuğu
(Bilgisayar) marble sidebar
okul kenar çubuğu
(Bilgisayar) school sidebar
rıhtım kenar
quay border
serbest kenar
free edge
seyahat kenar çubuğu
(Bilgisayar) voyage sidebar
sismik olmayan kenar
(Jeoloji) aseismic margin
sivri kenar
arris
sonbahar kenar çubuğu
(Bilgisayar) fall sidebar
süslü kenar
purfling
tek kenar bantlı gizli taşıyıcı
(Askeri) single sideband-suppressed carrier
web kenar çubukları
(Bilgisayar) web sidebars
web kenar çubuğu
(Bilgisayar) web sidebar
yanal kenar
lateral edge
yelkenli kenar parmaklığı
pulpit
yerli kenar süslemesi
indian beadwork
yıkıcı kenar
(Jeoloji) destructive margin
çıkarma destek taburu; alçak kenar bant
(Askeri) landing support battalion; lower sideband
önce uzun kenar
(Bilgisayar) long edge first
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) f. Çevre, kıyı, Sâhil, deniz kıyısı
(Osmanlı Dönemi) Kucaklama. Kucağa alma
(Osmanlı Dönemi) Köşe, uç
(Osmanlı Dönemi) Etrâfı çevrilen şey
(Osmanlı Dönemi) Çember
(Osmanlı Dönemi) Son, nihâyet
Madeni paranın yan kalınlığının çevre boyunca oluşturduğu yüzey
Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer
Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı
Yan
Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı: "O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi."- O. V. Kanık
Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer: "Ağır, ihtiyar misafirler kenarda bir odadan çıktılar."- M. Ş. Esendal
Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri
Pervaz, çizgi, antika, baskı gibi çevre süsleri
Bir şeyi çevreleyen çizgi
(Osmanlı Dönemi) GARB
lep
(Osmanlı Dönemi) LEB
(Osmanlı Dönemi) AYK
(Osmanlı Dönemi) ŞEFE
kıy
kenar bobini
Üretimin maksimum makine genişliğinde olmasını sağlayabilmek için ana bobinlerin yanında üretilen dar, tekrar hamurlaştırmanın dışında kullanıma imkân sağlayacak genişlikteki bobin
kenar mahalle
Şehrin merkezinden uzak ve çoğu kültürsüz, görgüsüz ve fakir halkın oturduğu semt, kenar semt
kenar semt
Kenar mahalle
kenar suyu
Kenar süslemesi
Kenarlar
(Osmanlı Dönemi) ŞEFEVAT
kenar
المفضلات