Şükran gününde hindi yemek bir gelenektir.
- It's a custom to have turkey at Thanksgiving.
Onlar Şükran Gününde hindi yediler.
- They ate turkey on Thanksgiving Day.
Polonya, Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk ülkelerden biriydi.
- Poland was one of the first countries to recognize the Republic of Turkey.
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.
- Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.
Kamyonun bir debriyaj arızası vardı.
- The truck had a clutch failure.
Herkes deneyin başarısızlıkla sonuçlanacağını bekliyordu.
- Everybody expected that the experiment would result in failure.
Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.
- We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded.
Leyla kalp yetmezliği için kritik bir riskteydi.
- Layla was at a critical risk of heart failure.
Tom'un konjestif kalp yetmezliği var.
- Tom has congestive heart failure.
Tom hataları için her zaman başka birini suçlamaya çalışır.
- Tom always tries to blame someone else for his failures.
Hata için sen suçlanacaksın.
- You are to blame for the failure.
Parti bir fiyaskoydu.
- The party was a failure.
Tek bir hata, ve sen bir fiyaskosun.
- A single mistake, and you are a failure.
Batmanın eşiğindeyiz.
- We're on the border of failure.
Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.
- My mother was disappointed by my failure.
Kalp yetmezliğinden aniden öldü.
- He died quite suddenly of heart failure.
Tom'un konjestif kalp yetmezliği var.
- Tom has congestive heart failure.
Structural failure will occur in three minutes, 30 seconds.
... Well, that's an example of a failure on the part of both DOD ...
... like heart failure and kidney failure. ...