hayal kırıklığı

listen to the pronunciation of hayal kırıklığı
التركية - الإنجليزية
{i} disappointment

The picnic was a disappointment. - Piknik bir hayal kırıklığıydı.

The party was a big disappointment. - Parti büyük bir hayal kırıklığıydı.

failure

My mother was disappointed by my failure. - Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.

rude awakening
Dissappointment, let-down, non-event, anticlimax; Brit. damp squib; informal washout, lead balloon
Dissapointment
comedown
take in
disillusion

I am disillusioned with you. - Seninle hayal kırıklığı duyuyorum.

I was disillusioned at his married life. - Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım.

letdown

When the food is bad, it's a real letdown. - Yemek kötü olduğunda, gerçek bir hayal kırıklığıdır.

It was such a letdown. - Böylesine bir hayal kırıklığıydı.

disillusionment
frost
sell
non event
disappointment, rude awakening, letdown
chagrin
defeat
frustration

I understand Tom's frustration. - Tom'un hayal kırıklığını anlıyorum.

I understand his frustration. - Onun hayal kırıklığını anlıyorum.

let down

You won't be let down if you read the entire book. - Kitabın tamamını okursanız hayal kırıklığına uğramazsınız.

Mary has been badly let down. - Mary berbat bir şekilde hayal kırıklığına uğratıldı.

hayal kırıklığı yapan
disappointing
التركية - التركية
Çok istenilen veya umulan bir şeyin gerçekleşmeyişinden duyulan üzüntü, düş kırıklığı
hayal kırıklığı
المفضلات