başarısızlık

listen to the pronunciation of başarısızlık
التركية - الإنجليزية
{i} failure

He tried to kill himself but it ended in failure. - O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.

Success or failure is all the same to me. - Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.

bust
unsuccess
bomb
setback

It's only a minor setback. - Bu sadece küçük bir başarısızlık.

Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback. - İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..

defeat
cropper
fizzle
washout
collapse
ineffectualness
ineffectiveness
reverse
miscarriage
bankruptcy
baulk
flivver
frost
dud
inefficacy
throwback
failure, lack of success
miss

Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss. - Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.

But for your steady support, my mission would have resulted in failure. - Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı.

rebuff
(Argo) clinker
defection
failing

Human beings often lack insight into their own faults and failings. - İnsanoğlu çoğunlukla kendi hatalarına ve başarısızlıklarına karşı iç görüden yoksundur.

eclipse
fiasco
low ebb
flop
fail

Success or failure is all the same to me. - Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.

He tried to kill himself but it ended in failure. - O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.

failure to
a failure
failure of
{i} balk
{i} abortion
başarısızlık işareti
the writing on the wall
başarısızlıklar
failures

He often attributes his failures to bad luck. - Başarısızlıklarını çoğunlukla kötü şansa bağlıyor.

He claims that he's gotten over all his failures. - Tüm başarısızlıklarının üstesinden geldiğini iddia ediyor.

başarısızlıklar
fails
geçici başarısızlık
eclipse
التركية - التركية
Başarısız olma durumu, muvaffakiyetsizlik
başarısızlık
المفضلات