I think that this material is of benefit to everyone.
- Bu malzemenin herkes için yararlı olduğunu düşünüyorum.
It is certain that he helped them for the benefit of himself.
- Onun yararına onlara yardımcı olduğu kesindir.
We should not take advantage of the generosity of a friend.
- Biz bir arkadaşın cömertliğinden yararlanmamalıyız.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
- Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
Try to profit from every opportunity.
- Her fırsattan yararlanmaya çalışın.
A wise man profits from his mistakes.
- Akıllı bir adam hatalarından yararlanır.
We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
- Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
Their furniture was chosen for utility rather than style.
- Onların mobilyaları, tarz yerine yarar için seçildi.
We realized it was pointless.
- Bunun yararsız olduğunu fark ettik.
I told you it wasn't pointless.
- Sana bunun yararsız olmadığını söyledim.
Are you sure this is in Tom's best interest?
- Bunun Tom'un yararına olduğuna emin misin?
We are working in the interest of peace.
- Biz barış yararına çalışıyoruz.
The only useful knowledge is that which teaches us how to seek what is good and avoid what is evil.
- Tek yararlı bilgi iyi olanı nasıl arayacağımızı ve kötü olandan nasıl kaçınacağımızı öğretendir.
Eating fish is good for your health.
- Balık yemek sağlığın için yararlıdır.
Iron is a useful metal.
- Demir yararlı bir metaldir.
A cow is a useful animal.
- İnek yararlı bir hayvandır.
Usefulness must be combined with pleasantness.
- Yararlılık keyif ile birleştirilmelidir.
You had better make use of the opportunity.
- Fırsattan yararlansanız iyi olur.
You had better make use of this opportunity.
- Bu fırsattan yararlansanız iyi olur.
I urged Keiko to stop using people for her own convenience.
- Kendi yararı için insanları kullanmayı bırakması için Keiko'ya baskı yaptım.
The public convenience should be respected.
- Kamu yararına saygı duyulmalıdır.
You had better avail yourself of this opportunity.
- Bu fırsattan yararlansan iyi olur.
Is there any help available?
- İşe yarar bir yardım var mı?
Tom made a useful suggestion.
- Tom işe yarar bir öneri yaptı.
Finally one useful suggestion!
- Sonunda işe yarar bir öneri!
You will derive great benefits from learning English.
- İngilizce öğrenmekten büyük yararlar sağlayacaksın.
She made a fuss about her benefits.
- Onun yararları hakkında yaygara yaptı.
Is there any help available?
- İşe yarar bir yardım var mı?