Tom'un kalbini kırmak istemediğini biliyorum.
- I know you don't want to hurt Tom.
Biz onun kalbini kırmak istemiyorduk.
- We didn't mean to hurt him.
Arı sokmaları çok ağrılı olabilir.
- Bee stings can be very painful.
Artrit, eklemleri etkileyen ağrılı bir durumdur.
- Arthritis is a painful condition that affects the joints.
Tom yaralı tek kişiydi.
- Tom was the only one hurt.
Yaralı değilsin, değil mi?
- You're not hurt, are you?
Senin kalbini kırmak istemiyorum.
- I don't want to hurt you.
Biz onların kalbini kırmak istemiyorduk.
- We didn't mean to hurt them.
Bunlar çocukluğum hakkında sahip olduğum en acı veren anılar.
- These are the most painful memories I have of my childhood.
O gerçekten yorucu görünüyor.
- That looks really painful.
O gerçekten zahmetli görünüyor.
- That looks really painful.
Çok eziyetli. Onu durdurun!
- It's so painful. Stop it!
O, acı verecek şekilde zayıftı.
- She was painfully skinny.
O, acı verecek şekilde zayıftı.
- She was painfully thin.
Umarım çok üzücü değildi.
- I hope it wasn't too painful.
Gerçek bir yalandan daha can sıkıcı olabilir.
- The truth can be more painful than a lie.
Bu can sıkıcı olmalı.
- That's got to be painful.
... The most pernicious and painful problem. ...
... the sultans came to rest after the painful rite of passage ...