Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
- Some people identify success with having much money.
Başarın hakkında endişeleniyorum.
- I'm worrying about your success.
Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?
- He said to himself, Will this operation result in success?
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım.
- I used to dream about being a successful businessman.
Okul festivalini başarılı yapmak için birbirlerine yardımcı oldular.
- They helped one another to make the school festival a success.
Sosyalist tarım büyük başarıya ulaştı.
- The socialist agriculture achieved great success.
Biraz şans bazen beklenmedik bir başarıya götürür.
- A little bit of luck sometimes leads to an unexpected success.
Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım.
- I used to dream about being a successful businessman.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Bu fantezi kitap gösterişli çok güzel büyülerin bir birbirini izlemesidir ve onun yerine bu onu sıkıcı yapar.
- This fantasy book is a succession of really flashy magical spells and that makes it boring instead.
Dünyanın büyük başarılarından her biri ilkin bir başarısızlıktı.
- Each one of the world's great successes was a failure first.
Biz büyük başarılar elde ettik.
- We have achieved great successes.
Peşpeşe beş gün yağmur yağdı.
- It rained five successive days.
Başarılı bir şekilde yeni bir iş bulabildiler.
- He managed to find a new job successfully.
Onu başarılı bir şekilde ikna ettim ve flört ettik.
- I successfully persuaded her and we went on a date.
Rosetta sondası Philae, 67P / Churyumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızına başarıyla indi.
- Rosetta's probe, Philae, has successfully landed on the comet 67P/Churyumov–Gerasimenko.
Biz görevimizi başarıyla yerine getirdik.
- We carried out our mission successfully.
Tom başarılı bir biçimde tüm eyaletteki oyların yaklaşık yüzde sekseninin desteğini alacak duruma erişti.
- Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
O, hayalini başarılı bir biçimde gerçekleştirdi.
- He successfully realised his dream.
Peş peşe dört kez dünya şampiyonluğu kazandı.
- He won four successive world championships.
Arka arkaya dört maçı kazanmak zordur.
- It is hard to win four successive games.
she's very keen to make a success of the project.
Tedavi başarılı olarak gidiyor.
- The treatment is going successfully.
Tom programı başarılı olarak tamamladı.
- Tom successfully completed the program.
His third attempt to pass the entrance exam was a success.
The new range of toys has been a resounding success.
a successful enterprise.
They successfully completed their project together.
They had won the title for five successive years.
... has been the driving force behind Android's success. ...
... President believes we need to pay teachers more and that we need to reward success. He ...