Don't use all the hot water.
- Sıcak suyun tümünü kullanma.
In the summer it's very hot in southern Spain.
- Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
These flowers grow in warm countries.
- Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
It's very warm. Shall I turn on the air conditioner?
- Burası çok sıcak. Klimayı açayım mı?
It is warmer today than yesterday.
- Bugün dünden daha sıcak.
I'll postpone my trip to Scotland until it's warmer.
- Havalar daha sıcak oluncaya kadar seyahatimi erteleyeceğim.
The new president was a warm and friendly man.
- Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
Tom is friendly to everyone.
- Tom herkese karşı sıcak.
Have you ever been up in a hot air balloon?
- Hiç sıcak hava balonunda bulundunuz mu?
Have you ever ridden in a hot air balloon?
- Sen hiç sıcak hava balonuna bindin mi?
The Japanese archipelago is struck by a terrible heat wave.
- Japon takımadaları korkunç bir sıcak hava dalgası ile vuruldu.
Tom lost his appetite due to the heat wave.
- Tom sıcak hava dalgası nedeniyle iştahını kaybetti.
Tom used up all the hot water.
- Tom bütün sıcak suyu tüketti.
Don't use all the hot water.
- Sıcak suyun tümünü kullanma.
You should put on a warm pair of socks.
- Sıcak tutan bir çift çorap giymelisin.
I'm wearing a warm pair of socks.
- Sıcak tutan bir çift çorap giyiyorum.
It was very sultry that night.
- O gece hava çok sıcak ve nemliydi.