تعريف injured في الإنجليزية التركية القاموس.
- yaralı
Yaralılar ambulanslarla en yakın hastaneye götürüldü.
- The ambulances carried the injured to the nearest hospital.
O, yerde yaralı yatıyordu.
- He lay injured on the ground.
- halel gelmek
- yaralanmış
Tom ciddi biçimde yaralanmış olabilir.
- Tom might be seriously injured.
Tom yaralanmış olabilir.
- Tom could be injured.
- {f} yarala
On kişi kazada hafif yaralandı.
- Ten people were slightly injured in the accident.
Máire bir kazada yaralandı.
- Máire was injured in an accident.
- {f} incit
Tom tenis oynarken sırtını incitti.
- Tom injured his back playing tennis.
Büyükannem bacağını bir düşüşte incitti.
- My grandma injured her leg in a fall.
- {s} zarar görmüş
- yarali
- {f} incit: adj.yaralı
- {s} dargın
- yaralılar
Kurtarma ekibi yaralıları kurtardı.
- The rescue team rescued the injured.
Yaralılar ambulanslarla en yakın hastaneye götürüldü.
- The ambulances carried the injured to the nearest hospital.
- {f} yarala: adj.yaralı
- {s} kırgın
- {s} inciniş
- (Kanun) zarar gören
- yaralanmak
Yaralanmak istemedim.
- I didn't want to get injured.
- incinmek
- injure
- {f} sakatlamak
- wounded
- {s} yaralı
Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.
- His wounded leg began to bleed again.
Yaralılar iyileşiyorlar.
- The wounded are getting better.
- injure
- incitmek
- get injured
- Yaralanmak
Yaralanmak istemedim.
- I didn't want to get injured.
- injure
- yaralamak
- injured party
- (Kanun) mutazarrır
- injured party
- mağdur taraf
- injured cell
- (Gıda) yaralanmış hücre
- injured cell
- (Gıda) hasar görmüş hücre
- injured cell
- (Gıda) zarar görmüş hücre
- injured in action
- (Askeri) MUHAREBEDE SAKATLANAN: Bak. "battle causalties"
- injured in action
- (Askeri) muharebede yaralanan
- injured member state
- (Politika, Siyaset) zarar gören üye devlet
- injured or ill
- (Askeri) yaralı veya hasta
- injured other than hostilities or illness
- (Askeri) çarpışma veya hastalık nedenli olmayan yaralanmalar
- injured player
- (Spor) sakatlanan oyuncu
- wounded
- {i} yaralılar
Yaralılar iyileşiyorlar.
- The wounded are getting better.
Ölüler ve yaralılar yakında her yerde yatıyordu.
- The dead and wounded soon lay everywhere.
- be injured
- yaralanmak
- be injured
- zedelenmek
- injure
- yaralamak (bir uzvu)
- injure
- zarara sokmak
- injure
- ziyan vermek
- injure
- fena yapmak
- injure
- halel getirmek
- injure
- {f} (bir uzva) zarar vermek, (bir uzvu) yaralamak/incitmek/zedelemek
- injure
- bir uzva zarar vermek
- injure
- incitmek (bir uzvu)
- injure
- zarar vermek (bir uzva)
- injure
- zedelemek (bir uzvu)
- injure
- hasar verme
- injure
- yarala
Máire bir kazada yaralandı.
- Máire was injured in an accident.
Başka hiç kimse yaralanmadı.
- No one else was injured.
- wounded
- {f} yaralan
Binlerce insan öldürüldü veya yaralandı
- Thousands were killed or wounded.
Asker bacağından yaralandı.
- The soldier was wounded in the leg.
- injure
- {f} kötülük etmek
- injure
- incit
Dans ederken kendini incitti.
- She injured herself while dancing.
Büyükannem bacağını bir düşüşte incitti.
- My grandma injured her leg in a fall.
- the injured
- yaralı
- ınjured
- yaralı
- be injured
- incinmek
- complaint of injured party
- (Kanun) mutazarrır tarafın şikayeti
- get injured by
- birinden kötülük gelmek
- get injured by
- birinden zarar gelmek
- injure
- {f} zarar/ziyan vermek: It could injure your reputation. Adına halel
- injure
- {f} zedelemek
- injure
- {f} zarar vermek
- injure
- rencide etmek
- nonbattle sick and injured
- (Askeri) MUHAREBE DIŞI HASTA VE (YARALI) /ARIZALI: Hastalık ve sakatlıkları muharebeden ileri gelmeyen veya bir hastaneye kabul edilen veya tümen, gemi veya benzeri bölge dışındaki bir tıbbi tedavi tesisine kabul edilme üzere birliklerinden tahliye edilen personel. Bak. "nonbattle casualty"
- not seriously injured
- (Askeri) ciddi hasarlı değil
- seriously ill or injured; statement of intelligence interest
- (Askeri) ciddi olarak hasta veya yaralı; istihbarat ilgi beyanı
- she is seriously injured
- o ağır yaralı
- there are people injured
- yaralılar var
- to be injured
- halel gelmek
- very seriously ill or injured
- (Askeri) çok ağır hasta veya yaralı
- were reported injured
- yaralandıkları bildirildi
- wounded
- {s} yaralanmış
Her iki tarafta da binlercesi yaralanmıştı.
- Many thousands on both sides had been wounded.
Polis Tom'u başından ölümcül bir biçimde yaralanmış buldu
- The police found Tom fatally wounded in the head.
- wounded
- {s} kırılmış
- wounded
- (isim) yaralılar
- wounded
- {s} incinmiş
- wounded
- yarala
Binlerce insan öldürüldü veya yaralandı
- Thousands were killed or wounded.
Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.
- Six hundred thousand men were killed or wounded.
- wounded
- (Askeri) YARALI: Bak. "seriously wounded", "sliglitly wounded", "critically wounded", ve ayrıca bak "battle casualty"