الإنجليزية - التركية
تعريف in the public eye في الإنجليزية التركية القاموس.
- (deyim) tanınmış
- (deyim) meşhur
- gözü önünde
- (deyim) ünlü
- famous
- meşhur
O meşhur bir sanatçıdır.
-He is a famous artist.
Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
-Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
- famous
- ünlü
Justin Bieber, Katie Holmes'tan daha ünlüdür.
-Justin Bieber is more famous than Katie Holmes.
Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
-His son became a famous pianist.
- famous
- {s} tanınmış
Jim Carrey iyi ve çok tanınmış bir komedyendir.
-Jim Carrey is very famous and a good comedian.
Michael Jackson, Abd'nin en tanınmış şarkıcısıydı.
-Michael Jackson was the most famous singer in the United States.
- famous
- adlı
- famous
- adlı sanlı
- famous
- şanlı
- be in the public eye
- Ünlü olmak, herkes tarafından tanınmak
- in the sun
- (deyim) Kamunun gözünde, halkın gözü önünde
- be in the public eye
- (deyim) toplumun göz önünde olmak
- be in the public eye
- halkın gözünde olmak
- be in the public eye
- (deyim) toplum tarafından tanınmak
- be in the public eye
- (deyim) maruf olmak
- famous
- famously meşhur olarak
- famous
- {s} tatminkâr
- famous
- {s} mükemmel
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
-We got along famously.
- famous
- belli
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف in the public eye في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- (deyim) in the sun
- famous
- exposed to the public, having much attention from the general public
in the public eye
الواصلة
in the pub·lic eyeالتركية النطق
în dhi pʌblîk ayالنطق
/ən ᴛʜē ˈpəblək ˈī/ /ɪn ðiː ˈpʌblɪk ˈaɪ/
Resimler
فيديوهات
... he wasn't in the public eye. Now, you guys can't afford to experiment with the Blogger ...
السابق
المفضلات