Bir trafik kazasının sonucu olarak birçok kişi öldürüldü.
- As a result of a traffic accident, several persons were killed.
Savaşın bir sonucu olarak, çok sayıda mağdur kaldı.
- As a result of the war, a great number of victims remained.
Kaza sonucunda birçok yolcu öldü.
- As a result of the accident, several passengers were killed.
Yaşadığı aşk acısının sonucunda intihar etti.
- His suicide came as a result of his disappointment in love.
Sonuç olarak yağışlı günlerde içeride top oynarız.
- As a result, we play ball inside on rainy days.
Sonuç olarak, fiyatlar yükseldi.
- As a result, prices rose.
Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum.
- I just want to let you know that I can't attend this afternoon's meeting.
Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler.
- In their discourse after dinner, they talked about politics.
Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Jane ran after the deer as fast as possible.
Köpek sahibinin arkasından gitti.
- The dog tagged along after his master.
O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı.
- She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.
O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi.
- He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.
O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.
- She was very well before lunch, but felt sick afterward.
Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı.
- After a brief fight, they won.
Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir.
- Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.
Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok.
- We have no classes on Wednesday afternoons.
Savaşın bir sonucu olarak, birçok kişi öldü.
- As a result of the war, many people died.
Birçok kişi depremin sonucu olarak evsiz bırakıldı.
- Many people were left homeless as a result of the earthquake.
Okuldan sonra onun hakkında konuşalım.
- Let's talk about it after school.
Senin hakkında bu kadar endişe etmeme gerek yoktu.Tom'un sana bakacağını bilmeliydim.
- I needn't have been so worried about you. I should've known that Tom would look after you.
Ben bu öğleden sonra Mary'yi göreceğim.
- I'm going to see Mary this afternoon.
Hava tahminine göre bu öğleden sonra yağmurlu olacaktı ama öyle olmadı.
- The weather forecast said that it would rain this afternoon, but it didn't.
Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
- The calm that comes after the storm.
... And so this is a society which has suffered as a result of ...
... court as a result of it. ...