Bana süpürge ve faraşı ver lütfen. Yere bazı kırıntılar döktüm.
- Pass me the broom and dustpan, please. I spilled some crumbs on the floor.
Onun sakalında bir kırıntı var.
- There is a crumb in his beard.
Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
- I am learning a little English.
Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the sofa.
Tom azıcık erken geldi.
- Tom was a little early.
Lütfen AC'yi bir parça aç.
- Please turn up the AC a little bit.
Pastadan bir parça al.
- Have a little of this cake.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
A little water has spilled.