an unmarried woman; a girl

listen to the pronunciation of an unmarried woman; a girl
İngilizce - Türkçe

an unmarried woman; a girl teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

miss
{f} kaçırmak

Ben uçuşumu kaçırmak istemiyorum. - I don't want to miss my flight.

Trenimi kaçırmak istemiyorum. - I don't want to miss my train.

miss
ıska

Tom Mary'ye ateş etti fakat ıskaladı. - Tom shot at Mary, but he missed.

Bomba hedefi ıskaladı. - The bomb missed its target.

miss
kavramamak
miss
anlamamak
miss
başarısızlık

Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı. - But for your steady support, my mission would have resulted in failure.

Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar. - That was a terrible miss! cried the commentators.

miss
(Konuşma Dili) göresimek
miss
hanımefendi

Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi. - It's an honor to meet you, miss.

miss
{f} özle

Anne üniversitedeki kızını özledi. - The mother missed her daughter who was away at college.

Sen Fransa'dayken seni gerçekten çok özlemiştim. - I really missed you when you were in France.

miss
(evlenmemiş bayanlara hitap ederken) Bayan
miss
ıskalamak
miss
i., k.dili. genç kız
miss
{f} 1. isabet ettirememek, ıskalamak, vuramamak; isabet etmemek, vurmamak: You missed the target. Hedefi ıskaladın. By some miracle the bullet
miss
(Askeri) BOŞ: Hedef üzerinde olmayan vuruş veya paralanma
miss
görmemek
miss
(fiil) ıskalamak, özlem duymak, gözlemek, vuramamak, kaçırmak, özlemek, aramak, eksik olmak, kaçırmak (fırsat)
miss
{f} vuramamak
miss
gidememek
miss
ele geçirememek
miss
bulamamak
İngilizce - İngilizce
miss
an unmarried woman; a girl