İngilizce - Türkçe
an event in one's life that causes sadness teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- sadness
- {i} hüzün
Onun yüzü öfkeden daha ziyade tiksinme ve hüzün yansıtıyor.
-Her face reflects disgust and sadness, rather than anger.
Gözlerin hüzün doluydu.
-Your eyes were full of sadness.
- sadness
- {i} üzüntü
Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı.
-He hid his sadness behind a smile.
Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi.
-Chris could not conceal his sadness when he heard that Beth had been unable to find his valuable watch.
- sadness
- üzgünlük
- sadness
- keder
Gözleri keder doluydu.
-Their eyes were full of sadness.
Mutluluk ve keder sadece bir süre boyunca devam eder.
-Happiness and sadness only last for a time.
- sadness
- teessüf
- sadness
- neşesizlik
- sadness
- gam
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
an event in one's life that causes sadness teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- sadness
She has experienced many sadnesses in her forty years.
- An event in ones life that causes sadness
- sadness
İlgili Terimler
an event in one's life that causes sadness
Heceleme
an e·vent in one's life that causes sad·nessTürkçe nasıl söylenir
ın ivent în wʌnz layf dhıt kôzîz sädnısTelaffuz
/ən ēˈvent ən ˈwənz ˈlīf ᴛʜət ˈkôzəz ˈsadnəs/ /ən iːˈvɛnt ɪn ˈwʌnz ˈlaɪf ðət ˈkɔːzɪz ˈsædnəs/
Resimler
Favoriler