an action carried out when it is one's turn to play

listen to the pronunciation of an action carried out when it is one's turn to play
İngilizce - Türkçe

an action carried out when it is one's turn to play teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

play
{i} piyes

Piyes çok eglenceliydi; oraya gitmeliydin. - The play was very amusing; you ought to have gone there.

play
{i} tiyatro

Bir oyun izlemek için hepimiz tiyatroya gittik. - All of us went to the theater to see a play.

Oyun çok popülerdi ondan tiyatro neredeyse tam doluydu. - The play was so popular that the theater was almost full.

play
{i} gösteri

Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu. - Sami's band was playing a show in Cairo.

play
{f} çalmak (müzik)
play
oyuna iştirak etmek
play
oynama payı
play
gevşeme
play
(Bilgisayar) yürüt
play
{f} numarası yapmak
play
müzik aleti çalmak
play
oynatmak
play
{f} (çalgı/müzik) çalmak
play
{f} bahis yapmak
play
{f} turneye çıkmak
play
kumar
play
(Bilgisayar) çal

Keman çalabilir misin? - Can you play the violin?

Şimdi gitar çalıyorum. - I am playing the guitar now.

play
hareket

Olayların akışına göre hareket edelim. - Let's play it by ear.

Tom her zaman kurallara göre hareket etmez. - Tom doesn't always play by the rules.

play
çalmak (çalgı/müzik)
play
(su) serpmek
play
boşluk
İngilizce - İngilizce
play
an action carried out when it is one's turn to play

    Heceleme

    an ac·tion car·ried out when it I·s one's turn to play

    Türkçe nasıl söylenir

    ın äkşın kärid aut hwen ît îz wʌnz tırn tı pley

    Telaffuz

    /ən ˈaksʜən ˈkarēd ˈout ˈhwen ət əz ˈwənz ˈtərn tə ˈplā/ /ən ˈækʃən ˈkæriːd ˈaʊt ˈhwɛn ɪt ɪz ˈwʌnz ˈtɜrn tə ˈpleɪ/