a specific size and style of type within a type family

listen to the pronunciation of a specific size and style of type within a type family
İngilizce - Türkçe

a specific size and style of type within a type family teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

face
{f} bakmak

Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir. - This girl has a pretty face. My heart melts from looking at it.

Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır. - Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.

face
karşısında olmak
face
{f} dönmek
face
{f} göğüs germek
face
{f} yönelmek
face
(Ticaret) karşısında durmak
face
çehre
face
{i} (saatte) mine, kadran
face
şekil

Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu. - The victim's body was lying face down on the rug.

Benimle tekrar o şekilde konuşursan, yüzünü parçalayacağım. - If you talk to me that way again, I'm going to smash your face in.

face
şeref
face
sıvamak
face
{f} karşı olmak
face
{i} ön yüz, cephe
face
{f} yüzünü dönmek
face
on taraf
face
{i} sima
face
sıvama
face
{f} (bir duruma) dayanmak, tahammül etmek
face
{i} biçim

Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı. - I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.

Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük. - Tom's face is badly bruised.

face
{i} (Geometri) yüz
İngilizce - İngilizce
face
font
fount
typeface
a specific size and style of type within a type family

    Heceleme

    a spe·cif·ic size and style of type with·in a type fa·mi·ly

    Türkçe nasıl söylenir

    ı spısîfîk sayz ınd stayl ıv tayp wîdhîn ı tayp fämli

    Telaffuz

    /ə spəˈsəfək ˈsīz ənd ˈstīl əv ˈtīp wəˈᴛʜən ə ˈtīp ˈfamlē/ /ə spəˈsɪfɪk ˈsaɪz ənd ˈstaɪl əv ˈtaɪp wɪˈðɪn ə ˈtaɪp ˈfæmliː/