a-shield teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- shield
- {i} zırh
- shield
- {i} koruma
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
- All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
- shield
- {f} kaplamak
- shield
- {f} korumak; siper etmek: He shielded his eyes with his hand. Elini gözlerine siper etti
- shield
- {f} korumak
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
- All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
- shield
- {i} siper
- core shield
- (Elektrik, Elektronik) çekirdek korumalı
- human shield
- (Politika, Siyaset) canlı kalkan
- noise shield
- gürültü kalkanı
- protective shield
- koruyucu kalkan
- security shield
- (Otomotiv) emniyet sacı
- security shield
- (Otomotiv) emniyet kalkanı
- shield
- (Tıp) şeld
- shield
- (Hayvan Bilim, Zooloji) bağa
- shield grid
- koruma ızgarası
- sun shield
- (Otomotiv) güneşlik
- arcing shield
- ark siperi
- blazon
- kaplamak
- blazon
- fiyaka
- blazon
- donatmak
- heat shield
- sıcaklık kalkanı
- magnetic shield
- manyetik kalkan
- shield
- {f} kalkanla
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
- All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
- shield
- koruyucu
Nükleer reaktörün koruyucu somut tabakası kontrollü patlamalar kullanılarak imha edilecek.
- The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions.
- shield
- siper olmak
- shield
- kalkan
O bir kalkan ve bir kılıç aldı.
- He bought a shield and a sword.
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
- All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
- shield parasol
- şemsiye
- shield shaped
- kalkan gibi
- shield
- {f} kalkan olmak
- armored shield
- zırhlı kalkanı
- continental shield
- kıta kalkan
- electrostatic shield
- elektrostatik ekran
- face shield
- İş alanında kullanılan yüzü koruyucu herhangi bir tür maske
- fender shield
- çamurluk kalkan
- glare shield
- (Havacılık) Parlama Önleyici Kalkan: Uçak göstergelerinin parlamasını engellemek için panel çevresi boyunca döşenmiş kalkan
- missile shield
- (Silahlar) Füze kalkanı
Obama said the United States will go forward with a missile shield in Europe as long as Iran remains a threat.
- neutron shield
- nötron kalkanı
- other side of the shield
- kalkan diğer tarafında
- pop shield
- mikrofonların önüne konulan gürültü önleyici filtre
- provided with a shield
- bir kalkan ile sağlanan
- riot shield
- Polislerin toplumsal olaylarda kullandığı şeffaf kalkan
- shield bearer
- kalkan taşıyıcı
- shield like
- kabuk benzeri
- shield wall
- Kalkan duvarı: Eskiden savaşlarda omuz omuza durup, kalkanları birleştirerek, günümüzdeyse polislerin göstericilere karşı kurdukları barikat
- static shield
- statik kalkan
- stress shield
- kemiğin içine yerleştirilen implantların, o bölgedeki kemik yoğunluğunu azaltarak, kemiğin gerilme direncini düşürmesi
- tax shield
- vergi kalkanı
- thermal shield
- ışıl ekran
- welding shield
- (Mühendislik) Kaynak örtüsü
- wind shield
- Araç on camı
- apron shield
- (Askeri) KALKAN: Nişancıları korumak maksadıyla topa takılan kalkan
- belt shield
- (Otomotiv) kayış siperi
- biological shield
- biyolojik kalkan
- biological shield
- (Nükleer Bilimler) biyolojik zırh
- blazon
- işaret koymak
- blazon
- simge
- blazon
- armacılık
- blazon
- {i} hanedan arması
- blazon
- renklerle süslemek
- blazon
- {f} (göze çarpan bir şeyle) donatmak/kaplamak
- blazon
- ilan etmek blazonryarma çizme
- blazon
- {f} parlatmak
- blazon
- {i} arma, ongun
- blazon
- {f} sergilemek, teşhir etmek
- blazon
- boya
- blazon
- {f} (göze çarpan bir şekilde) ilan etmek
- blazon
- {f} arma çizmek
- blazon
- {i} gösteriş
- buller's shield
- (Tıp) Gözlerden biri enfekte olduğunda, diğerini korumak için kullanılan bir çevresi flasterle çevrili olan saat camı
- cannon shield
- (Askeri) top kalkanı
- closed shield
- tam koruyucu
- depreciation tax shield
- (Ticaret) amortismanın vergi zırhı
- dress shield
- subra
- expanding shield
- genleşmeki saplama
- flame shield
- alev kalkanı
- gun pointer's shield
- (Askeri) YAN NİŞANCI KALKANI: Yan nişancıyı koruyan madeni levha
- gun shield
- (Askeri) top kalkanı
- gun shield
- (Askeri) TOP KALKANI: Topu ve mürettebatını düşman ateşinden korumak için top kundağına takılan zırh levha
- gunner's shield
- (Askeri) nişancı koruyucu kalkanı
- heat shield
- (Askeri) ISI KALKANI (HV.): Bir şeyi ısıdan koruyan herhangi bir cihaz. Bak. "heat sink"
- heat shield
- ısı kalkanı
- ignition shield
- (Otomotiv) anti-parazit blendajlı
- ignition shield
- (Otomotiv) ateşleme izolasyonu
- radiation shield
- radyasyon kalkanı
- riot shield
- polis kalkanı
- shield
- {i} himaye
- shield
- muhafaza etmek
- shield
- hane kalkan
- shield
- {i} siper; koruyucu şey
- shield
- {f} örtmek
- shield
- (Askeri) ARMA: Günlük üniformaya takılan madeni plaka. Günlük şapkaya takılan arma gibi
- shield
- {f} koru
Nükleer reaktörün koruyucu somut tabakası kontrollü patlamalar kullanılarak imha edilecek.
- The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions.
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
- All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
- shield
- {i} hami
- shield
- maden ocaklarında toprağın düşmesini engelleyici duvar
- shield
- siper/kalkan
- shield
- {i} arma
- shield
- {i} kalka
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
- All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
O bir kalkan ve bir kılıç aldı.
- He bought a shield and a sword.
- shield
- (Tıp) Kalkan şeklinde boru veya organ
- shield
- mudafaa
- shield basalt
- kalkan bazalt
- shield fern
- eğreltiotu
- shield forces
- zırhlı kuvvetler
- shield grid
- koruma izgarasi
- shield of a cable
- (Bilgisayar) koruyucu ekran kablo
- shield plate
- muhafaza takviyesi
- shield volcano
- kalkan volkan
- shield wire
- (Elektrik, Elektronik) kablo koruyucu
- splash shield
- serpinti koruması
- steam shield
- buhar kalkanı
- termite shield
- karınca önleyici
- thermal shield
- (Çevre) termal zırh
- thermal shield
- (Nükleer Bilimler) ısıl zırh
- thermal shield
- termik kalkan
- thermal shield
- (Fizik) ısıl ekran
- thermal shield
- (Nükleer Bilimler) termik zırh
- thermo safety shield
- (İnşaat) ısı emniyet kalkanı
- tube shield
- (Nükleer Bilimler) tüp zırhı
- tunneling shield
- (İnşaat) tünel ilerleme siperi
- weather shield
- hava siperi
- welding shield
- (Askeri) kaynak camı
- wind shield
- (Askeri) BALİSTİK KÜLAHI: Mermiye sivri ve uzun bir şekil vererek, kudretini arttırmak için bir merminin ucuna veya başına geçirilen hafif madenden yapılmışbaşlık. Buna (false ogive) de denir
- wind shield wiper
- (İnşaat) cam sileceği