a plenty of

listen to the pronunciation of a plenty of
İngilizce - Türkçe

a plenty of teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

plenty of
bol miktarda

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var. - You have plenty of time to catch the train.

Askerlerin bol miktarda silahları vardı. - The troops had plenty of arms.

plenty of
bir dolu
plenty of
pek çok

Pek çok insana danıştık. - We consulted plenty of people.

Aynı hatayı iki kez yapma. Pek çok başka seçenek var. - Don't make the same mistake twice. There are plenty of other options.

plenty of
bol

Masada bol miktarda taze yumurta var. - There are plenty of fresh eggs on the table.

Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin! - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!

plenty of
yığınla
plenty of
hayli

Tom zaten hayli tehlikede. - Tom is in plenty of danger already.

Tom'un hayli seçeneği var. - Tom has plenty of options.

plenty of
çok

Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim. - As a new father, I gave my first child plenty of books.

Acele etmeye gerek yok. Çok zamanımız var. - There's no need to hurry. We have plenty of time.

plenty of
bolca

Endişelenme. Bolca suyumuz ve yiyeceğimiz var. - Don't worry. We have plenty of water and food.

Benim bolca fikirlerim var. - I have plenty of ideas.

İngilizce - İngilizce

a plenty of teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

plenty of
a lot of -, much -
a plenty of

    Heceleme

    a plen·ty of

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pleni ıv

    Telaffuz

    /ə ˈplenē əv/ /ə ˈplɛniː əv/

    Videolar

    ... And, Mr. Romney ' Governor Romney ' there'll be plenty of chances here to go on, but I ...
    ... but there actually was plenty of will, ...