İngilizce - Türkçe
a notable person within a specific field or discipline teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- light
- ateş
Tom tüm kibriti tüketti bu yüzden ateşi yakamadı.
-Tom ran out of matches so he couldn't light the fire.
O, soğuk olmasına rağmen ateşi yakmadı.
-Though it was cold, he didn't light the fire.
- light
- fayrap etmek
- light
- açık renk
- light
- (Dilbilim) hafif vurgulu
- light
- çırağ
- light
- ışıldamak
- light
- az bagajla
- light
- (Gıda) kibrit yakmak
- light
- hafif bir şekilde
- light
- anlaşılma
- light
- (renk) açık
- light
- be.hafifçe
- light
- ışık
Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.
-While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.
Güneş bizi ışık ve ısı verir.
-The sun gives us light and heat.
- light
- {s} iyi mayalanmış
- light
- kolayca
- light
- ışık,v.yak: n.ışık
- light
- yola düzülmek
- light
- fazla yük olmadan
- light
- {f} ışımak
- light
- {s} önemsiz
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a notable person within a specific field or discipline teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- light
Picasso was one of the leading lights of the cubist movement.
a notable person within a specific field or discipline
Heceleme
a no·ta·ble per·son with·in a spe·cif·ic field or dis·ci·plineTürkçe nasıl söylenir
ı nōtıbıl pırsın wîdhîn ı spısîfîk fild ır dîsıplınTelaffuz
/ə ˈnōtəbəl ˈpərsən wəˈᴛʜən ə spəˈsəfək ˈfēld ər ˈdəsəplən/ /ə ˈnoʊtəbəl ˈpɜrsən wɪˈðɪn ə spəˈsɪfɪk ˈfiːld ɜr ˈdɪsəplən/
Resimler
Favoriler