a musical phrase that usually functions as an accompaniment to a melody

İngilizce - Türkçe

a musical phrase that usually functions as an accompaniment to a melody teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

figure

{i} rakam

Tom rakamlarda hatasızdır. - Tom is accurate at figures.

O, rakamları topladı. - He added up the figures.

figure

{i} figür

Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor. - Seen at a distance, the rock looks like a squatting human figure.

O orantılı bir figüre sahiptir. - She has a well-proportioned figure.

figure

{f} yer al

figure

{i} desen

figure

sima

figure

(Biyokimya) çizit

figure

{i} insan tasviri

figure

önemli kişi

figure

endam

Kate iyi bir endama sahip. - Kate has a good figure.

figure

tavır

figure

değer

Tom bunun denemeye değer olduğunu düşündü. - Tom figured it was worth a try.

figure

suret

Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm. - I saw a figure approaching in the distance.

figure

(fiil) şekillendirmek, resmetmek, tasvir etmek, desenlemek, süslemek, düşünmek, yeralmak, rol oynamak, anlamı olmak, ifade etmek

figure

beden yapısı

figure

{f} tasvir etmek

figure

saymak

figure

rakamlı

figure

{i} boy bos, endam

İngilizce - İngilizce

a musical phrase that usually functions as an accompaniment to a melody teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

figure

Heceleme

a mu·si·cal phrase that u·su·al·ly functions as an ac·com·pa·ni·ment to a Me·lo·dy

Türkçe nasıl söylenir

ı myuzîkıl freyz dhıt yujıli fʌngkşınz äz ın ıkʌmpnimınt tı ı melıdi

Telaffuz

/ə ˈmyo͞ozəkəl ˈfrāz ᴛʜət ˈyo͞oᴢʜəlē ˈfəɴɢksʜənz ˈaz ən əˈkəmpnēmənt tə ə ˈmelədē/ /ə ˈmjuːzɪkəl ˈfreɪz ðət ˈjuːʒəliː ˈfʌŋkʃənz ˈæz ən əˈkʌmpniːmənt tə ə ˈmɛlədiː/