Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
 - Tom has been struck by lightning three times.
Beş çarpı iki ona eşittir.
 - Five times two equals ten.
O zaman Japonya'da demiryolları yoktu.
 - There were no railroads in Japan at that time.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
 - I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
 - If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
 - They have lived here for a long time.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
 - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
 - How many times do I have to ask you to call me by my first name?
Dün akşam iyi bir vakit geçirdim.
 - I had a good time last evening.
Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak.
 - He will be having dinner with her at this time tomorrow.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
 - Imagine that you have a time machine.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
 - Imagine that you had a time machine.