Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Biraz daha biber ekle.
- Add a little more pepper.
Tom azıcık erken geldi.
- Tom was a little early.
Bir seferde azıcık iş yapacağım.
- We'll do a little at a time.
Tom pastanın bir parçasını aldı.
- Tom got a little pie.
O pastadan bir parça alabilir miyim?
- Could I get a little piece of that cake?
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
The door was opened a little.
A little water has spilled.