a judicial examination of issues between parties to an action

listen to the pronunciation of a judicial examination of issues between parties to an action
İngilizce - Türkçe

a judicial examination of issues between parties to an action teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

trial
duruşma

O adam gelecek hafta duruşmaya gidiyor. - That man is going on trial next week.

Duruşma günden güne devam etti. - The trial went on day after day.

trial
yargılama

Polis onu yargılamadı. - The police didn't put him on trial.

Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm. - I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.

trial
{i} deneme

Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir. - Trial and error is essential to progress.

Deneme neredeyse yapılmıştı. - The trial was all but done.

trial
{i} test

Tom'un testi ne zamandı? - When was Tom's trial?

trial
{i} dert
trial
imtihan kabilinden olan felaket veya keder
trial
(Ticaret) mahkemede duruşma
trial
{i} sınav
trial
başbelası
trial
{i} sınama
trial
{i} çile
trial
(Tıp) Deneme, tecrübe
trial
{i} örnek
trial
trial and error çeşitli yolları deneme
trial
denenme
trial
(isim) dava, deneme, prova, test, duruşma, yargılama, sınav, sınama, çile, dert, girişim, örnek
trial
duruşma, yargılama, muhakeme
trial
(sıfat) mahkeme, deneme, duruşma
İngilizce - İngilizce
trial
a judicial examination of issues between parties to an action

    Heceleme

    a ju·di·cial ex·a·mi·na·tion of issues be·tween parties to an ac·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    ı cudîşıl îgzämıneyşın ıv îşuz bitwin pärtiz tı ın äkşın

    Telaffuz

    /ə ʤo͞oˈdəsʜəl əgˌzaməˈnāsʜən əv ˈəsʜo͞oz bēˈtwēn ˈpärtēz tə ən ˈaksʜən/ /ə ʤuːˈdɪʃəl ɪɡˌzæməˈneɪʃən əv ˈɪʃuːz biːˈtwiːn ˈpɑːrtiːz tə ən ˈækʃən/