a fellow; used humorously or contemptuously; as, a sly dog; a lazy dog

listen to the pronunciation of a fellow; used humorously or contemptuously; as, a sly dog; a lazy dog
İngilizce - Türkçe

a fellow; used humorously or contemptuously; as, a sly dog; a lazy dog teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

dog
it
dog
köpek

Nancy köpeklerden korkar. - Nancy is afraid of dogs.

Büyük köpekten korkmuşlar. - They were afraid of the big dog.

dog
hıyar
dog
(kurt/tilki/vb.) köpekgillerin erkeği
dog
bu hayvanların erkeği
dog
takip et

Mary'nin köpeği onu okula kadar takip etti. - Mary's dog followed her to school.

dog
{i} kömür vagonu
dog
{f} (bir isteğin üstüne düşerek) (birini) rahat bırakmamak
dog
adam

Köpek adamın yanına oturdu. - The dog sat down by the man.

Büyük bir köpeği olan adam içeri girdi. - A man with a big dog came in.

dog
kütükleri tutmak veya kaldırmak için kullanılan demir alet
dog
tilki ve çakal gibi hayvan
dog
{f} yakasını kurtaramamak
dog
{f} takip etmek
dog
(fiil) izlemek, takip etmek; yakasını kurtaramamak
dog
(isim) köpek; erkek kurt, it; erkek tilki; ocak demiri; kömür vagonu
dog
{f} (kötü bir şey) peşini bırakmamak
dog
{i} erkek tilki
dog
mandal

Çocukluğumda karpuz, mandalina ve yenidünya meyvelerini yemeyi seven bir köpeğim vardı. - In my childhood I had a dog that loved to eat watermelon, mandarins and loquats.

İngilizce - İngilizce
dog
a fellow; used humorously or contemptuously; as, a sly dog; a lazy dog