İngilizce - Türkçe
a distinctive tart flavor characteristic of lemons teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- lemon
- {i} limon
Limon ekşi bir meyvedir.
-The lemon is a sour fruit.
Bu limonlar çok taze.
-These lemons are fresh.
- lemon
- limonlu
Bu limonlu bademli kurabiyeler enfes.
-These lemon-almond cookies are excellent.
Limonlu bir çay , lütfen.
-A tea with lemon, please.
- lemon
- limonata
Biraz limonata ister misiniz?
-Would you like some lemonade?
Tom limonatasından bir yudum aldı.
-Tom took a sip of lemonade.
- lemon
- (Argo) hatalı ürün
- lemon
- (Argo) değersiz kimse
- lemon
- hıyarağası
- lemon
- hıyar
- lemon
- (Argo) kafa
- lemon
- {i} değersiz şey
- lemon
- lemon balm oğulotu
- lemon
- lemon peel limon kabuğu
- lemon
- bot Melissa offi cinalis lemon drop limon şekeri
- lemon
- lemon pudding limonlu puding
- lemon
- lemon squash İng
- lemon
- {i} işe yaramaz kimse
- lemon
- lemon verbena limon
- lemon
- Citrus limon
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a distinctive tart flavor characteristic of lemons teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- lemon
a distinctive tart flavor characteristic of lemons
Heceleme
a dis·tinc·tive tart fla·vor char·ac·ter·is·tic of lemonsTürkçe nasıl söylenir
ı dîstîngktîv tärt fleyvır kerıktırîstîk ıv lemınzTelaffuz
/ə dəˈstəɴɢktəv ˈtärt ˈflāvər ˌkerəktərˈəstək əv ˈlemənz/ /ə dɪˈstɪŋktɪv ˈtɑːrt ˈfleɪvɜr ˌkɛrəktɜrˈɪstɪk əv ˈlɛmənz/
Resimler
Favoriler