Mary's best friend got a Brazilian bikini wax.
 - Mary'nin en yakın arkadaşı bir Brezilya bikini ağdası aldı.
There is wax on the carpet.
 - Halının üstünde ağda var.
There may be a killer who looks harmless in any social network.
 - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
 - Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
A big spider was spinning a web.
 - Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.
Have you ever seen a spider spinning its web?
 - Hiç ağını ören bir örümcek gördün mü?
There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them.
 - Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız.
As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake.
 - İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.
Have you ever seen a spider spinning its web?
 - Hiç ağını ören bir örümcek gördün mü?
The bite of this spider causes intense pain.
 - Bu örümceğin ısırması şiddetli ağrıya sebep olur.
Tom is gritting his teeth in obvious pain.
 - Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor.
Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
 - Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.
The tree's root system stretches over thirty meters.
 - Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.
There is a big cobweb in the corner.
 - Köşede büyük bir örümcek ağı var.
Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.
 - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.