Come sei diventato così intelligente?
- Nasıl bu kadar akıllı oldun?
Vado con Ken. È carino, gentile e intelligente. In più, è single!
- Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
It's a very clever piece of kit.
- O, kit'in çok akıllı bir parçasıdır.
My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
- Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
She is very beautiful, and what is more, very wise.
- O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır.
Who lives without folly is not so wise as he thinks.
- Çılgınlık yapmadan yaşayan insan düşündüğü kadar akıllı değildir.
She's really smart, isn't she?
- O gerçekten akıllı, değil mi?
She's really smart, isn't she?
- O sahiden akıllı, değil mi?
The man is intelligent and industrious.
- Adam akıllı ve çalışkan.
A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person.
- Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir.
Better to be a happy fool than an unhappy sage.
- Mutsuz bir akıllı olmaktansa mutlu bir aptal olmak daha iyidir.
An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
- Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
He was a very smart lawyer and politician.
- O çok akıllı bir avukat ve politikacıdır.
Lincoln was a good politician and a smart lawyer.
- Lincoln iyi bir siyasetçi ve akıllı bir avukattı.
These kids are so bright and so talented.
- Bu çocuklar çok akıllı ve çok yetenekli.
Tom is brighter than you are.
- Tom senden daha akıllı.
I'm the last sane man in the world.
- Ben dünyadaki son akıllı adamım.
Tom is really smart and also kind of cute.
- Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır.
Jack is a lot wiser than anybody else.
- Jack başka herhangi birinden daha akıllıdır.
He is older and wiser now.
- O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.
Most of the women credit card holders are judicious in using their cards.
- Kadın kredi kartı sahiplerinin çoğu, kartlarını akıllıca kullanır.