AKILLI

listen to the pronunciation of AKILLI
Türkçe - İngilizce

AKILLI teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

akıllı
clever

It's a very clever piece of kit. - O, kit'in çok akıllı bir parçasıdır.

My wife Lidia is a beautiful, clever woman. - Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.

akıllı
wise

She is very beautiful, and what is more, very wise. - O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır.

Who lives without folly is not so wise as he thinks. - Çılgınlık yapmadan yaşayan insan düşündüğü kadar akıllı değildir.

akıllı
smart

She's really smart, isn't she? - O gerçekten akıllı, değil mi?

She's really smart, isn't she? - O sahiden akıllı, değil mi?

akıllı
intelligent

The man is intelligent and industrious. - Adam akıllı ve çalışkan.

A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person. - Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir.

akıllı
sensible
akıllı
brainy
akıllı
sparkling
akıllı
reasonable, wise, intelligent
akıllı
longheaded
akıllı
understanding
akıllı
clever, intelligent, smart, bright, brainy
akıllı
all there
akıllı
sapient
akıllı
knowing
akıllı
reasonable
akıllı
(Konuşma Dili) smarty
akıllı
sage

Better to be a happy fool than an unhappy sage. - Mutsuz bir akıllı olmaktansa mutlu bir aptal olmak daha iyidir.

akıllı
spiritual
akıllı
well-advised
akıllı
astute

An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources. - Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.

akıllı
knowledgeable
akıllı
sagacious
Akıllı Radyo
cognitive radio, smart phone
Akıllı köprüyü alıncaya kadar deli dereyi geçer
(Atasözü) He who hesitates is lost
akıllı gübre
smart fertilizer
akıllı kart çözüm
smart card solution
akıllı olma durumu; uyanıklık
be smart status; vigilance
akıllı olmak
To be smart
akıllı tahta
Smart board
akıllı tekstil
smart textile
akıllı tekstiller
smart textile
akıllı tüketici
smart consumer
akıllı üretim
smart production
akıllı davranmak
to act wisely
akıllı dil
intelligent language
akıllı geçinmek
to pass for a wise man
akıllı görünmeye çalışan kimse
clever dick
akıllı kimse
egghead
akıllı kimse
intellect
akıllı kimse
intelligence
akıllı terminal
intellegint terminal
akıllı uslu
wise, well-advised
akıllı uslu
sober-minded, wise
akıllı ve yetenekli görünme meraklısı
clever clever
yarım akıllı
half witted
adam akıllı
wisely
akıllı
acute
akıllı
politic

He was a very smart lawyer and politician. - O çok akıllı bir avukat ve politikacıdır.

Lincoln was a good politician and a smart lawyer. - Lincoln iyi bir siyasetçi ve akıllı bir avukattı.

akıllı
bright

These kids are so bright and so talented. - Bu çocuklar çok akıllı ve çok yetenekli.

Tom is brighter than you are. - Tom senden daha akıllı.

akıllı
on the ball
akıllı
clearheaded
akıllı
shrewd
akıllı
witty
akıllı
canny
akıllı
sane

I'm the last sane man in the world. - Ben dünyadaki son akıllı adamım.

akıllı
intellectual
akıllı
quick-witted
akıllı
{s} cute

Tom is really smart and also kind of cute. - Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır.

Akıllı
savvy
Erken yatmak erken kalkmak insanı sağlıklı zengin ve akıllı yapar
(Atasözü) Early to bed and early to rise makes a man healthy, wealthy and wise
akıllı
wiser

Jack is a lot wiser than anybody else. - Jack başka herhangi birinden daha akıllıdır.

He is older and wiser now. - O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.

akıllı
advise
akıllı
luminous
akıllı
prudential
akıllı
judgematic
akıllı
cleareyed
akıllı
judicious

Most of the women credit card holders are judicious in using their cards. - Kadın kredi kartı sahiplerinin çoğu, kartlarını akıllıca kullanır.

akıllı
well advised
akıllı
sedate
akıllı
sapiential
akıllı
discreet
akıllı
keen
dizel akıllı modülü
(Otomotiv) diesel smart module
horoz akıllı/kafalı
(Konuşma Dili) bird-brained, stupid
katmer akıllı
(Konuşma Dili) very sly, very cunning
sivri akıllı
(someone) who's a self-opinionated screwball
sivri akıllı
bright spark
sivri akıllı
smart alecky
sivri akıllı
clever dick, smart aleck(y)
sözde akıllı
sapient
uslu akıllı
sober-minded, quiet, steady
yapmayacak kadar akıllı olmak
know better than to