You must be faithful to your word.
- Sözüne sadık olmalısın.
Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
Tom is a loyal citizen of his country.
- Tom ülkesine sadık bir vatandaştır.
Mary is loyal to her country.
- Mary ülkesine sadıktır.
To Layla, Fadil is a devoted husband.
- Leyla'ya göre Fadıl sadık bir koca.
She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.
- O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
Tom became a staunch conservative.
- Tom sadık bir muhafazakar oldu.
Sami was a staunch Christian.
- Sami sadık bir Hıristiyandı.
Tom is extremely obedient.
- Tom son derece sadıktır.