çekingen

listen to the pronunciation of çekingen
Türkçe - İngilizce
shy

Tom is a shy and lonely boy. - Tom çekingen ve yalnız bir oğlandır.

I love your lack of shyness. - Senin çekingenlikten uzak tavırlarını seviyorum.

timid

Miss Pate felt timid about making a speech before a hundred people. - Bayan Pate yüz kişinin önünde bir konuşma yapma hakkında çekingen hissetti.

A mouse is a timid creature. - Bir fare çekingen bir yaratıktır.

withdrawn
bashful

The boy is bashful and doesn't talk much. - Oğlan çekingen ve pek konuşmuyor.

reserved

I found Tom very reserved. - Ben Tom'u çok çekingen buldum.

She was awkward and reserved at parties. - O, partilerde garip ve çekingendi.

diffident

Tom is such a diffident man. He seems to have quite low self-esteem. - Tom böylesine çekingen bir adam. O oldukça kendine güvensiz gibi görünüyor.

backward
timid, sheepish, hesitant, shy, mousy, bashful, reserved, diffident, backward
farouche
timorous
unsociable

Tom is very unsociable, isn't he? - Tom çok çekingen, değil mi?

I may be unsociable, but it doesn't mean I don't talk to people. - Ben çekingen olabilirim ama bu, insanlarla konuşmadığım anlamına gelmez.

coy
unsocial
faint
mousy
standoffish
demure
fainthearted
distrustful of oneself
shrinking
retiring
uncommunicative
eunuch
mouse

A mouse is a timid creature. - Bir fare çekingen bir yaratıktır.

as quiet as a mouse
backwards
inhibited
sheepish
diffidently
nervy
undemonstrative
hesitant
inhibit

Alcohol lowers inhibitions. - Alkol çekingenliği azaltır.

scary
pusillanimous
withdraw
nervous
çekingen davranmak
to be shy; to act reluctantly, show reluctance
çekingen kimse
milquetoast
çekingen kimse
cissy
Türkçe - Türkçe
Her şeyden çekinme huyu olan, ürkek, sıkılgan (kimse), muhteriz: "Korkak mı diyeyim, çekingen mi diyeyim, bir tuhaf olmuşlar."- S. F. Abasıyanık
Her şeyden çekinme huyu olan, ürkek, sıkılgan, muhteriz
cesaretsiz
ürkek
muhteriz
(Osmanlı Dönemi) AJİR
bün
çekingen