Tom tugged on Mary's arm.
- Tom Mary'nin kolunu çekiştirdi.
Tom wrote Mary's name as the cheque payee.
- Tom çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazdı.
As soon as I received the cheque, I went to the bank.
- Çeki alır almaz bankaya gittim.
When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds.
- Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.
I need a tool for pulling weeds in my garden.
- Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
Black Americans continued to suffer from racism.
- Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
He used to suffer from stomach aches.
- O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.
She drew her gun and said:
- Silahını çekti ve dedi :
Madonna's concert drew a large audience.
- Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Jon is far more attractive than Tom.
- Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
His niece is attractive and mature for her age.
- Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.
Tom gave the rope a yank.
- Tom halata ani bir çekiş verdi.
Tom yanked Mary's hair.
- Tom, Mary'nin saçını çekti.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
- Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
The professor teaches Czech.
- Öğretmen, Çekçe öğretiyor.
The bank will cash your fifty dollar check.
- Banka 50 dolarlık çekini nakite çevirecek.
May I pay with a travelers' check?
- Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?
Cheese often lures a mouse into a trap.
- Peynir genellikle bir fareyi tuzağa çeker.
Tom lured us into a trap.
- Tom bizi bir tuzağa çekti.