I got fired from my job this morning. But, when it rains it pours, and upon coming out of the office building I found that someone had stolen my car.
- Bu sabah işten kovuldum. Geldiği zaman da hep üst üste gelir ya, ofisin bulunduğu binadan çıkmamla beraber arabamın da çalınmış olduğunu gördüm.
Sami's items were stolen.
- Sami'nin şeyleri çalınmıştı.
Poverty drove him to steal.
- Yoksulluk onu çalmaya zorladı.
I forgave the boy for stealing the money from the safe.
- Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
I was having my lunch, when the phone rang.
- Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.
Although the alarm rang I failed to wake up.
- Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.
The thieves divvied up the stolen loot among themselves.
- Hırsızlar çalıntı yağmayı kendi aralarında böldü.
Thieves broke into the palace and stole the princess's diamonds.
- Hırsızlar saraya girdi ve prensesin elmaslarını çaldılar.
He came five minutes after the bell had rung.
- Zil çaldıktan beş dakika sonra geldi.
The bell had already rung when I got to school.
- Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
I am playing the guitar now.
- Şimdi gitar çalıyorum.
Can you play the violin?
- Keman çalabilir misin?
He was spotted stealing cookies.
- Kurabiyeleri çalarken belirlendi.
He is guilty of stealing.
- O çalmaktan suçludur.
Mark Zuckerberg stole my idea!
- Mark Zuckerberg fikrimi çaldı!
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
I had my car stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
The telephone was just ringing, wasn't it?
- Az önce telefon çalıyordu, değil mi?
Did you hear someone ring the doorbell?
- Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?
The bells of danger toll for them.
- Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.
For whom do the bells toll?
- Çanlar kimin için çalıyor?
Sami shoplifted the latex gloves.
- Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.
We'll attempt to start the class soon.
- Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
Tom didn't start to study French until he was thirty.
- Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
The tooth fairy wants to steal your teeth.
- Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.