I require absolute loyalty of my employees.
- Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.
The number of employees doubled in ten years.
- Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
Almost one-third of all office workers wear spectacles.
- Hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor.
If you want your workers to be happy, you need to pay them a decent wage.
- Çalışanlarınızın mutlu olmasını istiyorsanız, onlara yeterli bir ücret ödemelisiniz.
The number of cars running in the city has increased.
- Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
He's an advocate of barefoot running.
- O yalınayak çalışan bir avukat.
Working men drank hard apple cider.
- Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.
Tom currently has ten people working for him.
- Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.