this time

listen to the pronunciation of this time
İngilizce - Türkçe
bu sefer

Bu sefer onu yapamam. - I can't make it this time.

Jack bu sefer kesin başaracak. - Jack is bound to succeed this time.

bu kez

Bu kez Tom'a yardım edip edemeyeceğimizi bilmiyorum. - I don't know if we can help Tom this time.

Bu kez cezadan kaçamazsın. - This time, you won't escape punishment.

bu defa

Bu defa hatalı olan benim gibi görünüyor. - This time, it looks like it is me who is wrong.

Bu defa gitmesine izin vereceğim. - I'll let it go this time.

be sefer

İlgili Terimler

Your time
vaktiniz
our time
bizim zamanımız
that time
O zaman

Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın! - If only you had told me the whole story at that time!

Ben o zaman odamı temizliyordum. - I was cleaning my room for that time.

İngilizce - İngilizce
On or near the same date

this time last year.

on this occasion, on this opportunity

İlgili Terimler

me time
Time to oneself; a period spent relaxing on one's own
this time

    Türkçe nasıl söylenir

    dhîs taym

    Telaffuz

    /ᴛʜəs ˈtīm/ /ðɪs ˈtaɪm/

    Videolar

    ... For the first time, information can be shared ...
    ... at the right time even before you ask for them. ...