Maalesef bu şarkının sözlerini bulamıyorum.
- Ne yazık ki bu şarkının güftesini bulamıyorum.
Whilom in Albion's isle there dwelt a youth, / Who ne in virtue's ways did take delight .
Sting, né Gordon Sumner.
Tom intends to go regardless of the weather.
- Tom hava durumu ne olursa olsun gitmek niyetinde.
My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price.
- Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.
When did the error occur?
- Hata ne zaman meydana geldi?
Did the error occur right from the start or later on? - When?
- Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
Unfortunately she only had five dollars with her.
- Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı.
Unfortunately I hardly speak any German.
- Ne yazık ki neredeyse hiç Almanca konuşamıyorum.
Hey, guys. What's up?
- Hey, arkadaşlar. Ne haber?
Why else would Tom go there?
- Tom başka ne için oraya giderdi?
Hey, guys. What's up?
- Hey, arkadaşlar. Ne haber?
What does it mean to think big?
- Büyük düşünmek ne demek?
What does it mean to be a Christian?
- Bir Hristiyan olmak ne demek?
How about going out for a walk?
- Yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?
How about taking a walk?
- Yürüyüş yapmaya ne dersin?
How long that bridge is!
- Köprü ne kadar uzunmuş!
How long does the airport bus take to the airport?
- Havaalanı otobüsünün havaalanına götürmesi ne kadar sürer?
How far away is the airport?
- Havaalanı ne kadar uzak?
How much money do you want?
- Ne kadar para istiyorsun?
How careless you are to forget such an important thing!
- Böyle önemli bir şeyi unutacak kadar ne kadar ihmalkarsın!
You have such a beautiful name.
- Ne kadar da güzel bir adın var.
I didn't want to go anyway.
- Ne olursa olsun gitmek istemedim.
In any event, I will do my best.
- Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
Whenever I go abroad, I suffer from jet lag and diarrhea.
- Her ne zaman yurtdışına gitsem saat farkı ve ishalden rahatsız olurum.
Come whenever you want.
- Lütfen ne zaman istersen gel.
In any event, I will do my best.
- Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
If he fails, so what?
- Başaramamışsa ne olmuş yani?
So what if I am gay? Is it a crime?
- Ben bir eşcinselsem ne olmuş? Bu bir suç mu?
It's good now; neither too heavy nor too light.
- O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
Neither Ania nor Magdalena love Justin Bieber.
- Ne Ania, ne de Magdalena Justin Bieber'ı seviyor.
How much did you pay for him?
- Onun için ne kadar ödedin?
How much do ten paper plates cost?
- 10 kağıt tabak ne kadar?
However hard it may rain, we will start tomorrow.
- Yağmur ne kadar şiddetli yağarsa yağsın, yarın başlayacağız.
However hard you try, you can't finish it in a day.
- Her ne kadar sıkı denesen de onu bir gün içinde bitiremezsin.
Come what may, we must do our duty.
- Ne olursa olsun vazifemizi yerine getirmeliyiz.
Come what may, we must remain cheerful.
- Ne olursa olsun, neşeli kalmalıyız.
Sadly, many Japanese people died.
- Ne yazık ki birçok Japon öldü.
Sadly, the world is full of idiots.
- Ne yazık ki dünya idiot dolu.
What time do you close?
- Ne zaman kapatıyorsunuz?
Can you please tell me what time the train leaves?
- Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?
What kind of camera does Tom own?
- Tom ne çeşit bir kameraya sahiptir?
What kind of person do you think I am?
- Ne çeşit bir insan olduğumu düşünüyorsun?
What about next Sunday?
- Önümüzdeki Pazara ne dersin?
What about having fish for dinner?
- Akşam yemeği için balık yemeğe ne dersin?
I don't think Tom realized just how much Mary loved him.
- Tom'un Mary'nin onu ne kadar çok sevdiğini fark ettiğini sanmıyorum.
Just how hungry are you?
- Sadece ne kadar açsın?
What's the matter? You look pale.
- Ne oldu? Solgun görünüyorsun.
What's the matter, Tom? Are you going to cry?
- Ne oldu, Tom? Ağlayacak mısın?
At any rate I will go out when it stops raining.
- Ne olursa olsun yağmur durduğunda dışarı gideceğim.
Markku at any rate is not to blame.
- Markku ne olursa olsun suçlanmayacak.
ne tür müzikleri seversin?.
What kind of play is it?
- O, ne tür bir oyundur?
What kind of music do you like?
- Ne tür müzik seversin?
To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.
- Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
What kind of man are you?
- Sen ne biçim bir adamsın?
What kind of question is that? Do you really expect me to answer that?
- Bu ne biçim bir soru? Gerçekten onu cevaplamamı bekliyor musun?
Tom doesn't speak either French or English.
- Tom ne İngilizce ne de Fransızca konuşuyor.
Tom doesn't like either beer or wine.
- Tom ne birayı ne de şarabı sever.
What is a cancer cell like?
- Bir kanser hücresi ne gibidir?
What kind of problems do you anticipate?
- Ne gibi sorunlar bekliyorsunuz?
Tom! How nice to see you again!
- Tom! Seni tekrar görmek ne güzel!
How nice to be in Hawaii again!
- Yine Hawaii'de olmak ne güzel!
How beautiful this flower is!
- Ne güzel bir çiçek bu!
How beautiful that flower is!
- Ne güzel bir çiçek o!
What for do you need a second bicycle? Give it to me!
- Ne için ikinci bir bisiklete ihtiyacın var? Onu bana ver!
What for do you need a second bicycle? Give it to me!
- Ne için ikinci bir bisiklete ihtiyacın var? Onu bana ver!
How many days will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
How many do you need?
- Ne kadar ihtiyacın var?
Do you happen to know what happened?
- Ne olduğunu biliyor musun?
Guess what happened to me.
- Bil bakalım,bana ne oldu?
Yes, I kissed him. So what?
- Evet, onu öptüm. Ne olmuş?
If he fails, so what?
- Başaramamışsa ne olmuş yani?
Please don't smoke cigarettes no matter what.
- Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
I'll be there rain or shine.
- Ne olursa olsun orada olacağım.
I will go, rain or shine.
- Ne olursa olsun, gideceğim.
In any case, catch the train tomorrow.
- Ne olursa olsun, yarın trene yetişin.
In any case, you are wrong in your conjecture.
- Ne olursa olsun, varsayımında hatalısın.