Aniden bir sorun ortaya çıktı.
- A problem immediately arose.
Sonra gerekli makineyi nereden alacağımız sorunu ortaya çıktı.
- Then arose the question of where we were to get the necessary machinery.
Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
- Confusion arose from the accident.
En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
- The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?
- How did this misunderstanding ever arise?
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
- A new difficulty has arisen.