Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
- Confusion arose from the accident.
Aniden bir sorun ortaya çıktı.
- A problem immediately arose.
Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
- Confusion arose from the accident.
Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.
- This tradition arose in China.
Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?
- How did this misunderstanding ever arise?
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.