an electrochemical device for storing energy

listen to the pronunciation of an electrochemical device for storing energy
İngilizce - Türkçe

an electrochemical device for storing energy teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

battery
pil

Dün, ben saatime yeni bir pil koydurdum. - I got a new battery put in my watch yesterday.

Bu uygulama, tek kelimeyle, pilini tüketiyor. - This application just eats up your battery.

battery
batarya

Araba bataryam ölmüş. - My car battery is dead.

Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım. - I have to charge the battery of my car.

battery
(Kanun) darp

Tom saldırı ve darp ile suçlandı. - Tom has been charged with assault and battery.

Saldırı ve darptan suçlandı. - He was charged with assault and battery.

battery
atıcı beysbol
battery
(Tıp) bateri
battery
(Kanun) dayak
battery
takım

Pil takımımı nereye koydum? - Where did I put my battery pack?

battery
(İnşaat) batarya, akü
battery
{i} huk. dövme, dayak
battery
(isim) pil, akü, batarya; borda topları; seri, dizi, takım; vurmalı çalgılar, vuruş; atıcı [beysb.], kötü muamele; tavuk kafesleri dizisi
battery
{i} vurmalı çalgılar
battery
{i} kötü muamele
battery
elek
battery
(Askeri) BATARYA: Kara ordusunun diğer sınıflarında bir bölüğe veya benzeri birliğe tekabül eden taktik ve idari topçu birliği veya asbirliği
battery
{i} vuruş
battery
{i} borda topları
battery
{i} dizi, seri, takım
battery
elektrik bataryası
battery
takım/batarya/pi
battery
{i} elek. pil; akümülatör, akü
İngilizce - İngilizce
battery
an electrochemical device for storing energy

    Heceleme

    an e·lec·tro·che·mi·cal de·vice for stor·ing en·er·gy

    Türkçe nasıl söylenir

    ın ılektrōkemîkıl dîvays fôr stôrîng enırci

    Telaffuz

    /ən əˌlektrōˈkeməkəl dəˈvīs ˈfôr ˈstôrəɴɢ ˈenərʤē/ /ən əˌlɛktroʊˈkɛmɪkəl dɪˈvaɪs ˈfɔːr ˈstɔːrɪŋ ˈɛnɜrʤiː/