I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
She visits us every other day.
- O, gün aşırı bizi ziyaret eder.
Susie sometimes visits her father's office.
- Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.
How come you call on us so late at night?
- Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?
May I call on you some day?
- Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?
She visits him quite often, but never stays very long.
- O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
Tom stayed at a cheap hotel when he visited Boston.
- Tom Boston'u ziyaret ettiğinde ucuz bir otelde kaldı.
I'd like to visit your country someday.
- Ben, bir gün ülkenizi ziyaret etmek istiyorum.
I want to visit the ruins of Machu Picchu.
- Ben, Machu Picchu harabelerini ziyaret etmek isterim.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
I would like to call on you one of these days.
- Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum.
I'll give you a call before I visit you.
- Ziyaret etmeden önce sizi ararım.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
A party was held in honor of the visiting writer.
- Ziyaret eden yazarın onuruna bir parti düzenlendi.
Is that why you want to come over?
- O yüzden mi ziyaret etmek istiyorsun?
Do you want to come over and watch a movie or something?
- Ziyaret etmek ve bir film izlemek ya da başka bir şey ister misin?
Visits by appointment only.
- Ziyaretler sadece randevuyladır.
Layla arrived at Sami's house for one of her regular visits.
- Leyla düzenli ziyaretlerinden biri için Sami'nin evine geldi.