zarafet

listen to the pronunciation of zarafet
Türkçe - İngilizce
grace

Yoko danced with a grace that surprised us. - Yoko bizi şaşırtan bir zarafetle dans etti.

Everybody at the party was charmed by her grace. - Partideki herkes onun zarafetiyle büyülendi.

elegance
elegance, graciousness, refinement, polish (in someone's manner)
elegance, grace, delicacy, refinement
daintiness
pulchritude
spruceness
graciousness
delicacy coupled with appropriateness (in speech or writing)
stylishness
elegance; tastefulness; refinement; grace, gracefulness
fineness
gracefulness
dainty
delicate
kindness
fine
tactfulness
tact
tactful
polish
zerafet
elegance

Everybody at the party was charmed by her elegance. - Partide herkes onu zerafeti tarafından cezbedildi.

zerafet
{i} grace

Lola danced with grace. - Lola zerafetle dans etti.

He did not even have the grace to apologize. - Onun bile özür dileme zerafeti yok.

zerafet
ladylikeness
zerafet
refinement
zerâfet
smartness
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Zariflik, incelik, kibarlık. Nâzik davranış. Muamelede, harekette ve giyimde hoşluk ve temizlik
Muamelede, harekette ve giyimde hoşluk ve temizlik
İncelik, güzellik, zariflik
(Osmanlı Dönemi) TAZARRUF
zarafet