Your timing was excellent.
 - Zamanlaman mükemmeldi.
Timing is everything.
 - Zamanlama her şeydir.
We are behind schedule.
 - Biz zamanlamanın gerisindeyiz.
He'll succeed in time.
 - O zamanla başarılı olacak.
In time, you will understand.
 - Zamanla anlayacaksın.
Languages change over time.
 - Diller zamanla değişir.
At first, we weren't familiar at all. Over time we got to know each other.
 - İlk başta birbirimizi hiç tanımıyorduk. Zamanla birbirimizi tanıdık.
You're sad now but, with time, you'll get over it.
 - Şimdi üzgünsün ama zamanla bunu atlatacaksın.
With time, everything will become clear.
 - Zamanla her şey açığa kavuşacak.
l can schedule my sessions in advance.
 - Oturumlarımı önceden zamanlayabilirim.
Our website is offline for scheduled maintenance. We expect to be back online by 2:30 GMT.
 - Web sayfamız zamanlanmış bakımdan dolayı çevrimdışıdır. GMT 2.30'da yeniden çevrimiçi olmayı bekliyoruz.
Timing is everything.
 - Zamanlama her şeydir.
Your timing was excellent.
 - Zamanlaman mükemmeldi.
In due time, his innocence will be proven.
 - Zamanla, onun suçsuzluğu ispat edilecektir.
In the course of time, he changed his mind.
 - O, zamanla fikrini değiştirdi.