Both of my parents were brought up in the country.
- Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler.
My youngest brother was brought up by our grandmother.
- En küçük erkek kardeşim, büyük annemiz tarafından yetiştirildi.
How do you bring up your children?
- Sen çocuklarını nasıl yetiştiriyorsun?
How does he bring up his children?
- O, çocuklarını nasıl yetiştiriyor?
Rice is grown in rainy regions.
- Pirinç yağışlı bölgelerde yetiştirilir.
Tea is widely grown in India.
- Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.
If you hurry, you will overtake him.
- Acele edersen ona yetişirsin.
If you hurry, you will soon overtake her.
- Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.
I quickened my steps to catch up with her.
- Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
He'll soon catch up with Tom.
- O yakında Tom'a yetişecek.