yakalanmış

listen to the pronunciation of yakalanmış
Türkçe - İngilizce
smitten with
stricken
smitten
affected
caught

I think I might've caught a cold. - Soğuk algınlığına yakalanmış olabileceğimi düşünüyorum.

I was caught in a shower on my way home. - Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.

yakalanmış (suçlu)
apprehended
yakala
caught

I was caught in the rain on my way home. - Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.

She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm. - Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.

yakala
catch

She catches colds easily. - O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.

She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold. - O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.

yakala
{f} capture

To be honest, we came to capture you. - Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.

I captured butterflies with a net. - Kelebekleri bir fileyle yakaladım.

yakala
snare

A fox was caught in the snare. - Kapanda bir tilki yakalandı.

A fox is not caught twice in the same snare. - Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.

yakala
(Bilgisayar) catch up

We'll catch up later. - Daha sonra yakalayacağız.

Tom couldn't catch up with the other students after he came out of his coma. - Tom komadan çıktıktan sonra diğer öğrencilerin seviyesini yakalayamadı.

yakala
{f} grapple
yakala
{f} grappling
yakala
{f} nabbed

The robber was nabbed this morning. - Soyguncu bu sabah yakalandı.

yakala
{f} catching

I'm catching the 11:00 train. - 11:00 trenini yakalayacağım.

We set out traps for catching cockroaches. - Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.

yakala
nab

The robber was nabbed this morning. - Soyguncu bu sabah yakalandı.

yakala
{f} capturing

I have created a perfect plan for capturing that crafty animal. - O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.

yakala
{f} collar

Tom grabbed Mary by the collar. - Tom, Mary'yi yakasından yakaladı.

The man tried to catch hold of me by the collar. - Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.

yakala
captured

The boy captured the bird with a net. - Çocuk bir ağ ile kuşu yakaladı.

I captured butterflies with a net. - Kelebekleri bir fileyle yakaladım.

yakala
acquire
sise yakalanmış
fogbound
vabaya yakalanmış
smitten with the plague
yakala
sick him
yakala
catsh
yakala
overtake
yakala
overtaken
yakala
nail

Where did you nail them? - Onları nerede yakaladın?

I think you nailed it. - Sanırım onu yakaladın.

yakala
overtook