yakalanmış

listen to the pronunciation of yakalanmış
Türkçe - İngilizce
smitten with
stricken
smitten
affected
caught

A baby rabbit had been caught in a trap. - Bir yavru tavşan tuzağa yakalanmıştı.

I was caught in a shower on my way home. - Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.

yakalanmış (suçlu)
apprehended
yakala
caught

Bill got up so early that he caught the first train. - Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.

The old man caught a big fish. - Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.

yakala
catch

She catches colds easily. - O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.

She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold. - O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.

yakala
{f} capture

We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time. - Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.

They would capture as many people as possible. - Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.

yakala
snare

A fox isn't caught twice in the same snare. - Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.

A fox is not caught twice in the same snare. - Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.

yakala
(Bilgisayar) catch up

We'll catch up later. - Daha sonra yakalayacağız.

I should try to catch up with Tom. - Tom'u yakalamaya çalışmalıyım.

yakala
{f} grapple
yakala
{f} grappling
yakala
{f} nabbed

The robber was nabbed this morning. - Soyguncu bu sabah yakalandı.

yakala
{f} catching

Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases. - Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.

They succeeded in catching the tiger alive. - Kaplanı canlı yakalamayı başardılar.

yakala
nab

The robber was nabbed this morning. - Soyguncu bu sabah yakalandı.

yakala
{f} capturing

I have created a perfect plan for capturing that crafty animal. - O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.

yakala
{f} collar

The man tried to catch hold of me by the collar. - Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.

Tom grabbed Mary by the collar. - Tom, Mary'yi yakasından yakaladı.

yakala
captured

I captured butterflies with a net. - Kelebekleri bir fileyle yakaladım.

The boy captured the bird with a net. - Çocuk bir ağ ile kuşu yakaladı.

yakala
acquire
sise yakalanmış
fogbound
vabaya yakalanmış
smitten with the plague
yakala
sick him
yakala
catsh
yakala
overtake
yakala
overtaken
yakala
nail

Where did you nail them? - Onları nerede yakaladın?

I think you nailed it. - Sanırım onu yakaladın.

yakala
overtook